Artwork

İçerik Kerem Önder tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Kerem Önder veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Player FM - Podcast Uygulaması
Player FM uygulamasıyla çevrimdışı Player FM !

Kıyameti getiren deprem: ZELZELE / Kerem Önder

56:07
 
Paylaş
 

Manage episode 358145315 series 3233853
İçerik Kerem Önder tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Kerem Önder veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

"Yeryüzü kendine has bir sarsintıyla sarsıldığı zaman,"

Onlar, Cenâb-I Hakk'a, "Kıyamet ne zaman kopacak diye sormuşlar da, Cenâb-I Hak da, "Yer... zelzeleye uğratldğ, zaman..." cevabın vermiştir ki buda, "Onu vakti açIsIndan sizin için tayin etmem mümkün değil. Fakat onu alametleri açIsindan belirtiyorum" demektir. Şu anda cansız ve donuk olmasına rağmen yeryüzünün konuşacaģl ve şehadette bulunacağl insana haber verilince, sanki, "bu ne zaman olacak?" denilmiş de, cevabı verilmiştir. "Ayetteki fiil ile "hareket ettirme" manası değil, "yer kendisi hareket edip, kaynadiğı zaman..." manasi kastedilmiştir. Bunun delili ise, Allah Teâlâ'nn, yerden bahsederken, bütün sûrelerde tıpkı hür ve kudret sahibi bir failden bahsetti gibi bahsetmiştir. Bir de böyle olması, daha fazla dehşet arzeder. Buna göre Hak Teâlâ sanki, "0 cansız yer bile, klyamet koparken hareket etmeye başlarken, senin hareket etme ve gafletten uyanma zamanın gelmedi mi?" demek istemiştir."0 (daği), Allah'n haşyetinden paramparça olmuş ve korkmuş olarak görürsü" (Haşr, 21) ayeti de buna yakin bir ifadedir.

Yer, içindeki ağırliklari çikarıp dışarı attıği, Mücâhid, "Bu ayette bahsi geçen zelzele ile, sûra ilk nefha (üfürüş) kastedilmiş olup, bu tipk1, "O gün sarsan sarsacak, onun ensesine binecek olan da ardından gelecek" (Nâziat, 6-7) ayetleri gibidir. Bu ayetler de, "Yeryüzü birinci nefhada (üflenişte) sarsar; daha sonra ikinci kez sarsar ve içindeki ölüleri çıikar" manasinadır. İşte bu ölüler, yeryüzündeki "ağırlıklardır" (Zilzal, 2) demiştir.

Bu kelime, "sikal"in çožuludur ve "sikal", yer eşyası demektir. Buna göre Allah, yerin içindeki defineleri, yerin ağırlikları diye ifade etmiştir. Ebû Ubeyde ve Ahfeş şöyle demektedirler: "Ölüler yerin içinde olduklari zaman bu Arapçada yani "yerin ağirlği" diye anlatlr; üzerinde oldužu zaman ise, "üzerindeki ağirlik" diye anlatilr." Daha sonra bunlar, "Ayetteki zelzele ile birinci sarsıntı kastedilmiştir. Çünkü Allah Teâlâ, peşisira, "Yer, ağırliklarInl çikardıgi zaman" buyurarak, bu "ağırliklar" ile, yerin içindeki defineleri kastetmiştir. Yer içindeki defineleri böylesine dışarı atınca, yeryüzü altınlarla dopdolu olur, ama hiç kimse dönüp bunlara bakmaz. Buna göre altınlar, insanlara seslenerek adeta "Hani sen, dinini ve dünyan, benim uğruma harab etmiyor mu idin" der. Yahut bu hazinelerin ortaya çikarlmasınn hikmeti, HakTeâlâ'nn, "0 gün bunlar, cehennem ateşinde kizdırilacak ve o'kimselerin alinları, böğürleri ve sırtları bunlarla dašlanacak" (Tevbe, 35) srrinn tecelli ettiğini göstermektir. Allah Teâlå yeryüzünden bahsederken, "Biz yeri bir toplant yeri yapmadik m/?" (Mürselat, 25) buyurmuştur. Ama daha sonra bu yer, seni dişarı atan bir hale gelmiştir. Bu da, her emziklinin gözü o gün, emzirdiği evladını görmez olur" (Hacc, 2) ve "O gün kişi kardeşinden (...) kaçar"(Abese, 34) ayetlerinin anlattığı durumdur.

“Ve insan, “Buna ne oluyor?” dediği zaman,”

Allah Teâlâ, "Onlarin Rableri nezdindeki mükafa... Adn cennetleridir" (Beyyine, 8) buyurunca, insan sanki, "Bu ne zaman olacak Ya Rabbi?" demiş de, buna cevaben Cenâb-1 Hak, "Yer, kendisine ait şiddetli bir zelzele ile zelzeleye uğratildiğl zaman..." burmuştur. Şu halde bütün alem, bir korku ve endişe içine girerlerken sen, mükafaatını elde edecek ve "Onlar o gün o müthiş korkudan emindirler" (Nemi, 89) ayetinde bildirildiği gibi, o günde emin, güvenlik içinde olacaksın. Allah Teâlâ önceki sûrede hem kafirlerle ilgili tehdidden hem de mü'minlerle ilgili mükafaattan bahsedince, kafirle ilgili tehdidi pekiştirmek adeta o bahsi geçen kafir, "Yeryüzüne de ne oluyor ki böylesine zelzeleye uğratılıyor" dediği zaman, cezasını bulacak" demek istemiştir. Bu, "Yeryüzüne ne oluyor da, böylesine şiddetle sarsılıp, içindekileri atıyor" demektir. Bu, ya içindeki hazineleri ve defineleri attığı zaman, birinci nefhada, yani sûra ilk üflenişte; yahut da içindeki ölüleri, dışarı çıkardığında ikinci nefhada söylenen bir sözdür.

  continue reading

481 bölüm

Artwork
iconPaylaş
 
Manage episode 358145315 series 3233853
İçerik Kerem Önder tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Kerem Önder veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

"Yeryüzü kendine has bir sarsintıyla sarsıldığı zaman,"

Onlar, Cenâb-I Hakk'a, "Kıyamet ne zaman kopacak diye sormuşlar da, Cenâb-I Hak da, "Yer... zelzeleye uğratldğ, zaman..." cevabın vermiştir ki buda, "Onu vakti açIsIndan sizin için tayin etmem mümkün değil. Fakat onu alametleri açIsindan belirtiyorum" demektir. Şu anda cansız ve donuk olmasına rağmen yeryüzünün konuşacaģl ve şehadette bulunacağl insana haber verilince, sanki, "bu ne zaman olacak?" denilmiş de, cevabı verilmiştir. "Ayetteki fiil ile "hareket ettirme" manası değil, "yer kendisi hareket edip, kaynadiğı zaman..." manasi kastedilmiştir. Bunun delili ise, Allah Teâlâ'nn, yerden bahsederken, bütün sûrelerde tıpkı hür ve kudret sahibi bir failden bahsetti gibi bahsetmiştir. Bir de böyle olması, daha fazla dehşet arzeder. Buna göre Hak Teâlâ sanki, "0 cansız yer bile, klyamet koparken hareket etmeye başlarken, senin hareket etme ve gafletten uyanma zamanın gelmedi mi?" demek istemiştir."0 (daği), Allah'n haşyetinden paramparça olmuş ve korkmuş olarak görürsü" (Haşr, 21) ayeti de buna yakin bir ifadedir.

Yer, içindeki ağırliklari çikarıp dışarı attıği, Mücâhid, "Bu ayette bahsi geçen zelzele ile, sûra ilk nefha (üfürüş) kastedilmiş olup, bu tipk1, "O gün sarsan sarsacak, onun ensesine binecek olan da ardından gelecek" (Nâziat, 6-7) ayetleri gibidir. Bu ayetler de, "Yeryüzü birinci nefhada (üflenişte) sarsar; daha sonra ikinci kez sarsar ve içindeki ölüleri çıikar" manasinadır. İşte bu ölüler, yeryüzündeki "ağırlıklardır" (Zilzal, 2) demiştir.

Bu kelime, "sikal"in çožuludur ve "sikal", yer eşyası demektir. Buna göre Allah, yerin içindeki defineleri, yerin ağırlikları diye ifade etmiştir. Ebû Ubeyde ve Ahfeş şöyle demektedirler: "Ölüler yerin içinde olduklari zaman bu Arapçada yani "yerin ağirlği" diye anlatlr; üzerinde oldužu zaman ise, "üzerindeki ağirlik" diye anlatilr." Daha sonra bunlar, "Ayetteki zelzele ile birinci sarsıntı kastedilmiştir. Çünkü Allah Teâlâ, peşisira, "Yer, ağırliklarInl çikardıgi zaman" buyurarak, bu "ağırliklar" ile, yerin içindeki defineleri kastetmiştir. Yer içindeki defineleri böylesine dışarı atınca, yeryüzü altınlarla dopdolu olur, ama hiç kimse dönüp bunlara bakmaz. Buna göre altınlar, insanlara seslenerek adeta "Hani sen, dinini ve dünyan, benim uğruma harab etmiyor mu idin" der. Yahut bu hazinelerin ortaya çikarlmasınn hikmeti, HakTeâlâ'nn, "0 gün bunlar, cehennem ateşinde kizdırilacak ve o'kimselerin alinları, böğürleri ve sırtları bunlarla dašlanacak" (Tevbe, 35) srrinn tecelli ettiğini göstermektir. Allah Teâlå yeryüzünden bahsederken, "Biz yeri bir toplant yeri yapmadik m/?" (Mürselat, 25) buyurmuştur. Ama daha sonra bu yer, seni dişarı atan bir hale gelmiştir. Bu da, her emziklinin gözü o gün, emzirdiği evladını görmez olur" (Hacc, 2) ve "O gün kişi kardeşinden (...) kaçar"(Abese, 34) ayetlerinin anlattığı durumdur.

“Ve insan, “Buna ne oluyor?” dediği zaman,”

Allah Teâlâ, "Onlarin Rableri nezdindeki mükafa... Adn cennetleridir" (Beyyine, 8) buyurunca, insan sanki, "Bu ne zaman olacak Ya Rabbi?" demiş de, buna cevaben Cenâb-1 Hak, "Yer, kendisine ait şiddetli bir zelzele ile zelzeleye uğratildiğl zaman..." burmuştur. Şu halde bütün alem, bir korku ve endişe içine girerlerken sen, mükafaatını elde edecek ve "Onlar o gün o müthiş korkudan emindirler" (Nemi, 89) ayetinde bildirildiği gibi, o günde emin, güvenlik içinde olacaksın. Allah Teâlâ önceki sûrede hem kafirlerle ilgili tehdidden hem de mü'minlerle ilgili mükafaattan bahsedince, kafirle ilgili tehdidi pekiştirmek adeta o bahsi geçen kafir, "Yeryüzüne de ne oluyor ki böylesine zelzeleye uğratılıyor" dediği zaman, cezasını bulacak" demek istemiştir. Bu, "Yeryüzüne ne oluyor da, böylesine şiddetle sarsılıp, içindekileri atıyor" demektir. Bu, ya içindeki hazineleri ve defineleri attığı zaman, birinci nefhada, yani sûra ilk üflenişte; yahut da içindeki ölüleri, dışarı çıkardığında ikinci nefhada söylenen bir sözdür.

  continue reading

481 bölüm

Tüm bölümler

×
 
Loading …

Player FM'e Hoş Geldiniz!

Player FM şu anda sizin için internetteki yüksek kalitedeki podcast'leri arıyor. En iyi podcast uygulaması ve Android, iPhone ve internet üzerinde çalışıyor. Aboneliklerinizi cihazlar arasında eş zamanlamak için üye olun.

 

Hızlı referans rehberi