Artwork

İçerik Seda Erkman tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Seda Erkman veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Player FM - Podcast Uygulaması
Player FM uygulamasıyla çevrimdışı Player FM !

Şifalanmak bazen kendi cehennemine gidip geri gelebilmek gibidir

1:13:57
 
Paylaş
 

Manage episode 373598639 series 3145665
İçerik Seda Erkman tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Seda Erkman veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Kendinden kaçarken ve parçalar halinde yaşarken kendini gerçekleştirmen mümkün mü? Yaşamın içinde derin üzüntüler ve acılar yaşadığın zaman, eğer bunları anlamlı bir şekilde sindiremezsen, zamanla bu acılarla yaşaması ve onları taşıması güç geldikçe, bu acıyı taşıyan parçalarını geride bırakarak yaşamın içinde ilerlemeyi deniyorsun. Bu da zamanla seni parçalar halinde bir varoluşta bırakıyor. Kolun acıyor diye kolunu kullanmadıkça, bacağın ağrıyor diye bacağını kullanmadıkça nasıl varolanın tamamını değil de geriye kalanıyla yaşamaya çalışıyor oluyorsun, var oluşuna da aynısını yapıyorsun. Halbuki o acı ve ağrının nedenini ve kökünü anlamak için kalsan, iyileşmesi için ilgilensen ve ihtiyacı olanı sunsan, nasıl o uzuvlarını da tekrar kendine katabileceğin gibi, canı yanan parçalarınla kalabilirsen onları da kendine katabilir, varoluşunun tamamından var olabilirsin. Aksi takdirde, acıyan yanlarına zamanla yabancılaşıyor, varoluşununun tamamını kullanmadığın için potansiyelinin de tamamını kullanamıyor oluyorsun. Bu acıyı taşıyan parçalarının acısı sen onları inkar ettikçe geçmiyor ve de, artıyor. Nasıl kolun acıyorsa inkar ettikçe geçmez ve bedenin bu acıyı sana fark ettirmek için daha yüksek sesle konuşur, varoluşun da aynı şeyi yapıyor. Ve nasıl kolun acırken biri çarpsa canın daha da çok yanar ve çarpana da kızar ve öfkelenirsin, sen de hem kendi canın acıdığı için kendine kızıyorsun hem de çarpana. Hem kendine bir kızgınlık besliyorsun, hem de canını yakabilecek olan tüm olaylara, insanlara, ihtimallere. Acıyan yanlarına biri dokunmasın, tetiklemesin diye korkarak ve kaçarak yaşamaya başlıyorsun. Sonra buradan da, kendi kendinle mücadele içinde olduğun bu yerden de, mutlu ve huzurlu bir yaşam kurmaya çalışıyorsun. Ve, tabii, nafile. Bugüne gelene kadar acı çektikçe bu acı çeken parçalarını geride bıraktıkça parça parça bir varoluştan, fragmante olmuş bir varoluştan yaşıyor oluyorsun. Kendine yabancılaşıyor, varoluşunun tamamını kullanmadığın için potansiyelinin de tamamını kullanamıyorsun. Kendi içinde acıyı yaşamış olan yanlarını terk ettikçe, bu acıyı barındıran yanların sana kendini olumsuz hissettirdiği için onlara düşman oluyorsun. Kendi kendinle savaş ve mücadele içindeyken kendini huzurlu ve mutlu hissettiğin bir yaşam kurmaya çalışıyor oluyorsun. Bu hayatta ilk kaçtığın kendi içinde barındırdığın ve taşıdığın acılar. Ve bunları tetikleyebilecek herkesten ve her olaydan da kaçıyorsun. Yaşamı adeta hep bir şeyleri atlatmaya çalışır gibi yaşıyor, güveni hissedebileceğin küçük alanlar arıyorsun. Bu küçük alanlara sığabilmek için de sen kendini küçültüyorsun. Anlamıyorsun ki, kaçtığın kendindeki acı yoğunluğu ve onun barındırdığı yerler. Varoluşunu mayın tarlasında yürür gibi yaşıyorsun. Kendinden kaçarkan ve parçalar halinde yaşarken kendini gerçekleştirmen nasıl mümkün olsun. Kendinle Sevgiden Buluş atölyeleri seni kendinde yabancılaşmış, terk edilmiş ve mücadele ettiğin yanlarınla buluşturuyor. Belki de hep kaçtığın ve reddetmeye çalıştığın yanlarınla güvenli bir alanda kavuşmanı sağlıyor. Kendinden kaçmadan yaşamana ilk adım oluyor. Seni kendinle buluşturuyor. Ve sevgiden kavuşturuyor. Bu bir kendine uyanış oluyor. Hayatını, içsel kabul, sevgi ve huzurdan yaşayabilmen ve kendi potansiyelinin tamamına ulaşabilmen için bir adım. Yoga ve Şifa ile Ferahlığa Yolculuk da seni içindeki acıdan korkarak kaçarak saklanmak yerine, bu yaşanmışlıkların bedendeki iz düşümünü dönüştürmeni sağlıyor ve seni en temel yaşam hissi olan sevgi ve neşeye geri getiriyor. Sevgiyle kal ve sevgiden yol al.
  continue reading

190 bölüm

Artwork
iconPaylaş
 
Manage episode 373598639 series 3145665
İçerik Seda Erkman tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Seda Erkman veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Kendinden kaçarken ve parçalar halinde yaşarken kendini gerçekleştirmen mümkün mü? Yaşamın içinde derin üzüntüler ve acılar yaşadığın zaman, eğer bunları anlamlı bir şekilde sindiremezsen, zamanla bu acılarla yaşaması ve onları taşıması güç geldikçe, bu acıyı taşıyan parçalarını geride bırakarak yaşamın içinde ilerlemeyi deniyorsun. Bu da zamanla seni parçalar halinde bir varoluşta bırakıyor. Kolun acıyor diye kolunu kullanmadıkça, bacağın ağrıyor diye bacağını kullanmadıkça nasıl varolanın tamamını değil de geriye kalanıyla yaşamaya çalışıyor oluyorsun, var oluşuna da aynısını yapıyorsun. Halbuki o acı ve ağrının nedenini ve kökünü anlamak için kalsan, iyileşmesi için ilgilensen ve ihtiyacı olanı sunsan, nasıl o uzuvlarını da tekrar kendine katabileceğin gibi, canı yanan parçalarınla kalabilirsen onları da kendine katabilir, varoluşunun tamamından var olabilirsin. Aksi takdirde, acıyan yanlarına zamanla yabancılaşıyor, varoluşununun tamamını kullanmadığın için potansiyelinin de tamamını kullanamıyor oluyorsun. Bu acıyı taşıyan parçalarının acısı sen onları inkar ettikçe geçmiyor ve de, artıyor. Nasıl kolun acıyorsa inkar ettikçe geçmez ve bedenin bu acıyı sana fark ettirmek için daha yüksek sesle konuşur, varoluşun da aynı şeyi yapıyor. Ve nasıl kolun acırken biri çarpsa canın daha da çok yanar ve çarpana da kızar ve öfkelenirsin, sen de hem kendi canın acıdığı için kendine kızıyorsun hem de çarpana. Hem kendine bir kızgınlık besliyorsun, hem de canını yakabilecek olan tüm olaylara, insanlara, ihtimallere. Acıyan yanlarına biri dokunmasın, tetiklemesin diye korkarak ve kaçarak yaşamaya başlıyorsun. Sonra buradan da, kendi kendinle mücadele içinde olduğun bu yerden de, mutlu ve huzurlu bir yaşam kurmaya çalışıyorsun. Ve, tabii, nafile. Bugüne gelene kadar acı çektikçe bu acı çeken parçalarını geride bıraktıkça parça parça bir varoluştan, fragmante olmuş bir varoluştan yaşıyor oluyorsun. Kendine yabancılaşıyor, varoluşunun tamamını kullanmadığın için potansiyelinin de tamamını kullanamıyorsun. Kendi içinde acıyı yaşamış olan yanlarını terk ettikçe, bu acıyı barındıran yanların sana kendini olumsuz hissettirdiği için onlara düşman oluyorsun. Kendi kendinle savaş ve mücadele içindeyken kendini huzurlu ve mutlu hissettiğin bir yaşam kurmaya çalışıyor oluyorsun. Bu hayatta ilk kaçtığın kendi içinde barındırdığın ve taşıdığın acılar. Ve bunları tetikleyebilecek herkesten ve her olaydan da kaçıyorsun. Yaşamı adeta hep bir şeyleri atlatmaya çalışır gibi yaşıyor, güveni hissedebileceğin küçük alanlar arıyorsun. Bu küçük alanlara sığabilmek için de sen kendini küçültüyorsun. Anlamıyorsun ki, kaçtığın kendindeki acı yoğunluğu ve onun barındırdığı yerler. Varoluşunu mayın tarlasında yürür gibi yaşıyorsun. Kendinden kaçarkan ve parçalar halinde yaşarken kendini gerçekleştirmen nasıl mümkün olsun. Kendinle Sevgiden Buluş atölyeleri seni kendinde yabancılaşmış, terk edilmiş ve mücadele ettiğin yanlarınla buluşturuyor. Belki de hep kaçtığın ve reddetmeye çalıştığın yanlarınla güvenli bir alanda kavuşmanı sağlıyor. Kendinden kaçmadan yaşamana ilk adım oluyor. Seni kendinle buluşturuyor. Ve sevgiden kavuşturuyor. Bu bir kendine uyanış oluyor. Hayatını, içsel kabul, sevgi ve huzurdan yaşayabilmen ve kendi potansiyelinin tamamına ulaşabilmen için bir adım. Yoga ve Şifa ile Ferahlığa Yolculuk da seni içindeki acıdan korkarak kaçarak saklanmak yerine, bu yaşanmışlıkların bedendeki iz düşümünü dönüştürmeni sağlıyor ve seni en temel yaşam hissi olan sevgi ve neşeye geri getiriyor. Sevgiyle kal ve sevgiden yol al.
  continue reading

190 bölüm

Todos los episodios

×
 
Loading …

Player FM'e Hoş Geldiniz!

Player FM şu anda sizin için internetteki yüksek kalitedeki podcast'leri arıyor. En iyi podcast uygulaması ve Android, iPhone ve internet üzerinde çalışıyor. Aboneliklerinizi cihazlar arasında eş zamanlamak için üye olun.

 

Hızlı referans rehberi