Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları
…
continue reading
Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, “ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE” adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve ...
…
continue reading
2000 yılında bir Birleşmiş Milletler inisiyatifi olarak kurulan UN Global Compact; insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki 10 İlkesiyle, iş dünyasında sorumlu uygulamaların yaygınlaşmasını teşvik ediyor. UN Global Compact’in 68 ülkedeki yerel ağlarından biri olan "Global Compact Türkiye" ise 2013 yılında TÜSİAD ve TİSK ortaklığında bir platform olarak kuruldu. Çok paydaşlı yapımız ile Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için bir gelişim, paylaşım ve ...
…
continue reading
Turco Conmigo - Podcast ile Türkçe öğrenmenin keyfini çıkarın! Her bölümde, gündelik yaşam ve kültür başlığı altındaki konuları 3 dil seviyesinde sunuyoruz: A1-A2 (Temel), B1-B2 (Orta), C1-C2 (İleri). Seviyenize uygun versiyonu dinleyin ve ana dili Türkçe olan birinden doğru telaffuzu öğrenin. Türkçe dilinde ustalaşın!” ¡Disfruta aprendiendo turco con Turco Conmigo - Podcast! En cada episodio, exploramos temas cotidianos y culturales en 3 niveles: A1-A2 (Básico), B1-B2 (Intermedio) y C1-C2 ( ...
…
continue reading
تورکجه طنز رادیو پادکست
…
continue reading
Sene 1 Milyon - Bir Podcast Dizisi Bir olgu olarak Sene 1 Milyon uzak gelecekte nasıl bir evrene sahip olacağımızı modeller. Bu podcast dizisi gelecek yıllar boyunca dünyanın ve evrenin farklı köşelerinden gerçekleşmesi muhtemel manzaralar ve olaylar sunar. İnsanlığın kendi başına açacağı sorunları yine kendi yöntemleriyle çözme mücadelesi, Sene 1 Milyon’da nasıl bir sonuca ulaşacağı bir bilim-kurgu hikayesiyle anlatılmaktadır. Toplamda 3 sezon ve 30 bölümden oluşan Sene 1 Milyon‘un her haft ...
…
continue reading
Haftalık Türkçe sinema podcast'i. İletişim: unutulmazpodcastler [at] gmail [dot] com
…
continue reading
Yurtdışına taşınmanın ve yurtdışında yaşamanın çokça merak edildiği bu dönemde hep yurtdışına gitmeyi konuşuyoruz, peki ya sonrasında neler oluyor? 2019'dan beri, 7 sezondur devam eden bu podcast serisinde 65'den fazla ülkede son senelerde taşınmış göçmenlerle aidiyet, adaptasyon süreci, gidilen ülkede hayatın artıları ve eksileri gibi pek çok konuyu masaya yatırıyoruz. email: [email protected]
…
continue reading
Son devirde ülkemizde yaşamış en büyük velilerden Hz. Sâmî (k.s.)’un “tabiri câiz ise” kucağında doğmuş, onun terbiyesinde büyümüş, hayatını Hz. Sâmî (k.s.)’a hizmete ve ondan istifadeye adamış ve yine o zâtın vasiyyetleri gereği teçhiz ve tekfin işlerini yapmış, onun yolunu hâlâ insanlara anlatan ve Hz. Sâmî (k.s.)’un manevî evlâdı ve vazifelisi o…
…
continue reading
Rükû ve secdede başını imamdan önce kaldıran kişi geri döner. Uygun olan budur. Bu durumda iki secde veya iki rükû yapmış sayılmaz. İmam rükû veya secdeden kalktığında cemaat teşbihleri tamamlamamış olsa da onlar terk eder ve imama tabi olur. Sahih olan görüş budur. İmam birinci oturuşu tamamlayıp ayağa kalktığında cemaat henüz teşehhüdü tamamlamam…
…
continue reading
Takvâ, “haşyet” (tazim ve saygıdan ileri gelen korkma) manasınadır. Nitekim Allâhü Teâlâ “Ey insanlar, Râbbinizden ittikâ edin (korkun)” (Nisâ s. 1) buyurmuştur. “Hani, kardeşleri Nûh onlara, “İttikâ etmez misiniz” yani “Allâh (c.c.)’ı saymaz, Ondan korkmaz mısınız?” demişti.” (Şuarâ s. 106) buyurmuştur. Aynı sözü Hud, Salih, Lût ve Şu’ayb (a.s.e.)…
…
continue reading
Gece vird olarak devamlı yapılacak zikir ve amellerden ilki akşam ile yatsı arasında yapılacak ibâdetlerdir. Akşam namazı ile yatsı arasındaki amellerden ilki de altı rekât Evvabîn namazı kılmaktır. Bu namazı kimse ile konuşmadan kılmak müstehâptır. İlk iki rekâtında Kafirûn ve İhlâs sureleri okunur. Bu iki rekâtı, akşam namazını kıldıktan hemen so…
…
continue reading
Allâhü Teâlâ buyurdu. “İnsanlardan öyle kimse vardır ki, onun bu dünya hayatına ait sözü senin hoşuna gider ve o, kalbinde olana Allâh’ı şâhid getirir. Halbuki o düşmanların en yamanıdır.” (Bakara s. 204) Hüccetü’l-İslâm İmâm Gazalî (r.âleyh): “Mira’, söyleyenini küçük düşürmek ve kendi meziyyetini isbat etmek için bir söze kusur bulmandır” demişti…
…
continue reading
Bir söz ki, apaçık rububiyyeti (Allâh (c.c.)’un ilahlığını) veyahut vahdaniyyeti (Allâh (c.c.)’un birliğini) inkar ediyor, veyahut Allâh (c.c.)’dan başkasına ibadet etmeyi veya Allâh (c.c.) ile berâber ona ibadet etmeyi ifade ediyorsa bu söz küfürdür. Allâhü Teâlâ’nın ilâh olduğunu, tek Allâh (c.c.) olduğunu itiraf edip, fakat Allâhü Teâlâ’nın diri…
…
continue reading
Uhud Gazvesi’nde münâfıklar, müslümanların mâneviyâtını bozmak için “Peygamber (s.a.v.) öldürüldü.” diye bir şâyia çıkarmıştı. Bu asılsız haberin doğru olduğunu zanneden bazı müslümanlar “Resûlullâh (s.a.v.)’den sonra yaşamanın ve savaşmanın ne anlamı var!” diye âdetâ kendilerini bırakmışlardı. Bunu farkeden Server-i Enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz, Ashâ…
…
continue reading
Hırs, “kalbin dünya malına karşı yönelmesi” şeklinde tanımlanır. Hırs, bütün ruhsal hastalıkların başıdır. Çünkü hırstan dolayı kavgalar ve fitneler ortaya çıkar. Türlü yarış ve piyangoların düzenlenip neticede birçok insanın mağdur olmasının arkasındaki en büyük sebep yine hırstır. Hırs olmasaydı, hiç kimse başkasının malına göz dikmez, haklarını …
…
continue reading
Hayatının tek gâyesi Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz Hazretlerinin sünnetine uymak ve onu ihyâ etmek olan Hz. Sâmî Efendimiz; daha önceki kitâblarda: “Kılıcı boynunda asılı Peygamber” olarak tarîf edilen (s.a.v.) Efendimize bu husûsta da ittibâ edip gazâya iştirâk ederek “Gâzî” olmuşlardı. Bu husûsu kendileri şöyle anlatıyorlardı: “Birinci Cihân h…
…
continue reading
Üstâdına olan muhabbet ve bağlılığını dâimâ arttırarak devâm ettiren Hazreti Sâmî Efendimiz bütün gün ve gecelerini hizmet yolunda geçirdiler. Sâmî Efendimiz dergâhın temizliğinden, ihvânın her türlü ihtiyaçlarına varıncaya kadar bütün hizmetlerini seve seve yaparlardı. Hazret-i Es’âd Erbilî Efendimizin: “Mâ’nen bizimle aynı mertebededir, lâkin bu …
…
continue reading
Mürşid-i kâmilini bulan ve Zât-ı ‘Âlîlerinin onun ifâdesi ile “Eyyâm-ı şebâbını (gençlik günlerini) şerîat-ı mutahhare ve tarî-kat-ı ‘âliyye hizmetinde” geçiren Hazreti Sâmî Efendimiz ma’nevî mertebeleri hızla aşıyorlardı. Bu yolda kendi ifâdeleri ile ihlâs ve tam teslîmiyet şarttı. Ölünün yıkayıcısına teslîmiyeti gibi mürîd de mürşîdine teslîm olm…
…
continue reading
İlk, orta ve lise tahsîlini Adana’da tamâmlayan Hz. Sâmî (k.s.), yüksek tahsîlini İstanbul’da yaparlar. Hukuk Fakültesini birincilikle bitiren Hz. Sâmî (k.s.), bu arada bir müddet Gümüşhâneli Dergâhı’na devâm ederler. Bu sırada Bâyezıd dersiâmlarından Rüşdü Efendi (Eski Beşiktaş müftüsü Merhûm Fuat Çamdibi Hocanın babası): “Sâmî Evlâdım, gel seni Ş…
…
continue reading
Hz. Mahmud Sâmi (k.s.)’un hayatını manevi vazifelisi ve ihvâna kılavuzu Muhterem Ömer Muhammed Öztürk’ün kâleminden yayınlamaya devam ediyoruz: Hz. Sâmi (k.s.), sâlih dostların birbirlerine olan yardımlarının Kıyâmet günü de devâm edeceğinin tefsîrde beyân edildiğini sohbetlerinde sık sık anlatırlardı: Kıyâmet günü hesâba çekilen bir kulun seyyiâtı…
…
continue reading
Peygamberimiz (s.a.v.) zahidane bir hayat yaşadıklarından bulduğunu yerler ve kalabalıkla yemek yemekten zevk duyarlardı. Yemeği yere diz çöküp iki ayağı üzerine oturarak besmele ile yerlerdi. Sıcak yemek yemezler ve sıcak yemekte bereket olmayacağını söylerlerdi. “Sıcak Yemekte bereket yoktur . Allâhü Teâlâ bize ateş yedirmez öyleyse yemeği soğutu…
…
continue reading
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz “İslâm güzel ahlâktır.” buyurmuşlardır. Bu kaide İslâm’ın tamamını kapsayıcı olduğu için, İslâm’da ticaret ahlâkı da bu kaideye uygun olmak durumundadır. Başka bir hâdis-i şeriflerinde Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz “Helâl rızkın onda dokuzu ticarettedir.” buyurmuşlardır. Fakat ticaret yaparken dikkat edilmesi gereken b…
…
continue reading
Allâh (c.c.) tevbe edip kendisinden af dilememiz için yasa koymuş ve kıyâmet gününe kadar beşeriyetin devam etmesi için râhmet ve mağfiretini farz kılmıştır. Amellerin karşılığını ahirete ertelemiştir. Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “Allâh insanları işlediklerine karşılık hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde bir canlı bırakmaması gerekirdi. Ama onla…
…
continue reading
Mısırlı alim Şa’ravi (r.âleyh) şöyle der: “Ben San Francisco’da iken bir müsteşrik bana sordu: “Sizin Kur’anınızda bulunan şeylerin tamamı doğru mu?” Cevap verdim: “Kesinlikle evet.” Tekrar sordu: “O halde Allâh niçin kâfirlerin müminlere galip gelmesine imkân veriyor?” Hâlbuki Kur’an diyor ki: “Allâh kâfirlerin mü’minlere galip gelmesine asla imkâ…
…
continue reading
Asr-ı Saadet ve kıyâmete yakın Hz.İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi Âl-î Resûl devirleri hariç, gerçek hoşgörü sadece Osmanlı devrinde yaşandı. Batı medeniyeti dışlayıcıdır. İslâm medeniyeti ise kucaklayıcıdır. Selçuklu ve onun mirası üzerine kurulan 636 yıllık Osmanlı hükümranlığının başlıca iki özelliği vardır: “Kurucu ve koruyucu” olmak. Osmanlı’nın İslâm…
…
continue reading
Yalan söylemenin caiz olduğu bazı yerler bir hadiste şöyle geçer: “Araları iyi olmayan müslümanları birleştirmek, savaşta düşmanı kandırmak ve karısını memnun etmek için yalan söylemek caizdir.” Buna göre doğruyu söylemesi halinde aralarının bozulacağından endişe ediyorsa kocanın, karısına yalan söylemesinde bir sakınca yoktur. Aynı şekilde müslüma…
…
continue reading
Guslün farziyyeti kitapla sabittir. Cenâb-ı Hâkk şöyle buyuruyor: “Cünüp olursanız iyice temizlenin.” (Maide s. 6) Gusülde bedenin tamamını yıkamak farzdır. Yıkanmasında meşakkat olan yerler istisna edilmiştir. Gusledecek kişi önce elleri ve avret mahallini yıkar, varsa bedendeki necâseti giderir sonra ayakları yıkamayı tehir ederek abdest alır. Da…
…
continue reading
Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere vasiyetlerinden biri, kan akrâbalığı olan yakınlarımızla, ilişkimizin kopmamasına dikkat etmek, bu bağ kopmuş olsa da, Allâh (c.c.)’un rızası ve kendi iyiliğimiz için onlarla ilişkimizi yeniden sağlamlaştırmaya çalışmamız hakkındadır. Bunun büyük ecir ve sevâbı olduğu bilinmelidir. Yine, akrâba ve kan yakınlarıyla bağl…
…
continue reading
Ensârdan ilk şehîd olan kişi Hârise bin Süreka (r.a.)’dır. Hârise (r.a.)’ın annesi, daha sonra Nebî (s.a.v.) Efendimiz’in huzuruna gelerek: “Yâ Nebîyallâh! Bana Hârise’nin durmundan haber verir misiniz?” “Ona, Bedir günü serseri bir ok dokunarak öldürmüştü.” “Eğer oğlum cennette ise bu acıya sabrederim, cennette değilse gücüm yettiği kadar ağlamaya…
…
continue reading
Kur’ân-ı Azimüşşan’da: “Eğer gökte ve yerde Allâhü Tealâ’dan başka ilâhlar olsaydı, gök ve yer harap (viran) olurdu (bozulurdu)” (Enbiya s. 22) buyuruluyor. Cenâb-ı Allâh’ın ortağı yoktur, O’nun gayrisinde ilâhlar yoktur. Semanın ve yerin de harap olması, bozulması bahis konusu değildir. Kâinat ilâhi nizamlarla devam ederken gerçekleri (İlâhî Kitab…
…
continue reading
Peygamberimiz (s.a.v.) ve Hz. Ebubekir (r.a.) Sevr dağındaki mağaranın içine girer girmez Hâkk Teâlâ Hazretlerinin emriyle bir çift güvercin gelip kapısının içine yumurta bıraktı. Örümcek de kapının ağzına ev yaptı. Kureyş’in eşkiya ve bedbahtları silâh ve ışıklar ile dağın her tarafını dolaşıp mağaranın kapısına geldiler. Baktılar, yumurtalarla gü…
…
continue reading
İbn Mes’ud (r.a.) yolu ile gelen rivayette,Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Misvâk kullanmanız gerekir. Zira misvâkta on güzel şey vardır. Şunlardır: Ağzı temizler Râbbi razı eder. Melekleri sevindirir. Gözü parlatır. Dişleri beyazlatır. Diş etlerini pekleştirir. Diş kirini giderir. Yemeği hazmettirir. Balgamı keser. Namaza kat kat sevap getirir…
…
continue reading
Muhafaza altında olmak için her gün okunacak duâlar: E‘ûzu bi’llâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm. Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm. Tehassantü bi-zî’l-mülki ve’l-melekûti, va‘tesamtü bi’l-‘izzeti ve’l-ceberûti ve tevekkeltü ‘alâ’l-meliki’l- hayyi’l- kayyûmi’lhalîmi’llezî lâ-yenâmu ve lâ-yemûtu. Dahaltü fî hirzi’llâhi. Dehaltü fî hifzi’llâhi. Dehaltü fî emâ…
…
continue reading
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyuruyor ki: “On şey, on şeyi engeller: 1. Fatiha, Allâh’ın gazabını, 2. Yâsîn suresi, kıyamet günündeki susuzluğu, 3. Duhân sûresi, kıyamet korku ve dehşetini, 4. Vâkıa sûresi, fakirliği, miskinliği, 5. Mülk sûresi, kabir azabını, 6. Kevser sûresi, hasımların kinini, 7. Kâfirun sûresi,ölüm anında küfrü, 8. İhlâs sûre…
…
continue reading
“Sizinle savaşanlarla, Allâh yolunda savaşın” (Bakara s. 190) Allâh (c.c.)’un yolundan maksat, O (c.c.)’un dinidir. Allâh (c.c.)’un dinini güçlendirmek ve zafer elde etmek için sizinle savaşan müşriklere karşı cihad edin. Çünkü Allâh (c.c.)’a giden yol ve Allâh (c.c.)’un rızâsını kazanmak, dini uğrunda cihad etmekle mümkündür. Bu hüküm, henüz topye…
…
continue reading
Musa (a.s.); İsrailoğullarına, Erîhâ’ya, yâni Beytülmakdis toprağına girmelerini emretti ve: “Ey kavmim! Allâh’ın, size takdir ettiği mukaddes toprağa giriniz! Arkanıza dönmeyiniz! Sonra nice zararlara uğrayanların haline dönmüş olursunuz!” dedi. Onlar ise: “Ey Musa! Doğrusu orada zorbalar gürûhu (Âd kavmi kalıntısı) var! Doğrusu, onlar, oradan, çı…
…
continue reading
Resûlullâh (s.a.v.)’e kadının en faziletli namazının nerede olduğu sorulduğunda: “Evinin en kuytu köşesinde kıldığı namazdır.” buyurmuştur. Yani kadının evinde kıldığı namaz, Kâbe’de kıldığı namazdan daha faziletli olmaktadır. Serahsî (r.âleyh)’in burada işaret ettiği Hadis-i Şeriflerden biri şöyledir: “Ümmü Humeyd (r.anhâ) isimli bir kadın Efendim…
…
continue reading
Arifin istiâzesi (Şeytân’dan Allâh (c.c.)’a sığınmak), Allâh (c.c.)’dan başkasını görmektir. Çünkü Şeytân ariflerin nurundan kaçar. Hikâye olunur ki, Ebû Sâid el-Harraz (k.s.) Hazretleri, Şeytân’ı rüyâda gördü. Onu asâ ile dövmek istedi. Şeytân: “Ey Ebû Said! Ben asâ’dan korkmam. Çünkü sopa gibi maddi şeyler beni incitmezler. Ben ancak; arifin kalb…
…
continue reading
İslâm, insana sadece iman ve ibadetler konusunda bir direktifler listesi vermez, aynı zamanda ona bir düşünme biçimi de kazandırır. Doğru nedir, yanlış nedir? Güzel nedir, çirkin nedir? Ölçümüz, kıstasımız, terazimiz nedir? Hadiselere nereden ve nasıl bakılır? Hepsini bize İslâm söyler… Meselâ, bugün modern insana dayatılan sayısız sözde “doğru” ar…
…
continue reading
Cehennemlikler, Resûlullâh (s.a.v.) ismini duyunca hep bir ağızdan bağrışarak şöyle derler: “Ey Cebrâil! Resûlullâh (s.a.v.)’e bizden selâm söyle. Günâhlarımızın bizimle O (s.a.v.)’in arasını ayırdığını ve hâlimizin kötülüğünü haber ver.” Cebrâil (a.s.) gider. Şânı yüce olan Allâh’ın huzurunda durur. Allâh (c.c.) sorar: “Ümmet-i Muhammed’i ne halde…
…
continue reading
Ebu Talib oğlu Hz. Ali (r.a.)’in künyesi Ebu Turâb’tır. Bu lakabı ona bizzat Resûlullâh (s.a.v.) vermiştir. Cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Resûlullâh (s.a.v.) onu kardeş seçmiştir. Kadınlar aleminin efendisi Hz. Fatıma (r.anhâ) vasıtasıyla da Peygamber (s.a.v.)’in damadıdır. İlk müslüman olanlardandır. Cesareti ve zahitliği meşhurdur. En m…
…
continue reading
Dilin vazifesi; rızâda da gazapta da doğru olmak (sıdk), gizlide ve açıkta ezâdan sakınmak, hayırda da şerde de sözü uzatmamak ve abartıya kaçmamaktır. Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurur: “Kim bana çeneleri ile bacakları arasındakiler husûsunda garanti verirse, ben de ona cennet husûsunda garanti veririm.” Resûlullâh (s.a.v.), Muâz b. Cebel (r.a.)’e…
…
continue reading
Namazın vacipleri şunlardır: 1. Her bir farzı mahallinde (yerinde) edâ etmek. 2. Fâtiha suresi okumak ve ardından bir sure eklemek (veya üç kısa ayet yahut üç kısa ayete denk bir uzun ayet okumak). 3. Fâtiha suresini, zamm-ı sureden önce okumak. 4. Rükûyu, sure okuduktan sonra edâ etmek. 5. Secdeyi rükûdan sonra edâ etmek. 6. Birinci oturuşu yapmak…
…
continue reading
Bugünlerde bilhassa Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte, bir devlet gücünü, bir sermaye birikimini arkasına alan bu tür yapılanmalar, elde ettikleri imkânlarla bid’atlarının propagandasını yapıyor; bu suretle her geçen gün daha fazla sayıda insana ulaşıyor. Şu hakikatin altını kalın çizgilerle çizelim: Bu akım ve kişiler ilim bakımı…
…
continue reading
İnsanın meydana gelmesinde bir yaratıcıya muhtaç olduğuna pek çok şey delâlet eder. Bir yaratıcının varlığına delâlet eden delillerden biri de Allâhü Teâlâ’nın, “Gök ile yer arasında musahhar kılınan bulutlarda…” (Bakara s. 164) ayetidir. Bulutlar, havada sürüklenmesinden dolayı, böyle adlandırılmıştır. “Teshîr’in (musahhar) mânası ise, zelil kılıp…
…
continue reading
1
HURMA KÜTÜĞÜNÜN NEBİ (S.A.V.)’E GÖSTERDİĞİ SEVGİ VE HASRET DUYGUSU-07 EYLÜL 2025-MEVLANA TAKVİMİ
2:05
…
continue reading
Dinin esaslarını öğrenmek iman, ibadet ve ahlâkın ana ilkelerini kavramak, abdest, namaz gibi dinî pratiklerin uygulamasını yapmak, kısaca farzları ve haramları tanımak zorunludur. Her müslüman bunları ergenlik çağına eriştiğinde öğrenmeli ve uygulayabilmelidir. Tekke eğitimi (tasavvufi eğitim) ise bu safhalardan sonra başlayan bir eğitim olup tabi…
…
continue reading
Salih Merî (r.âleyh), cuma gecesi, cuma namazını kılmak üzere mescide gitmek için yola çıktı. Kabristana uğradı. Kendi kendine şöyle dedi: “Tanyeri ağarıncaya kadar kalayım.” Gözlerine uyku geldi. Şöyle bir rüya gördü: Kabirde yatanlar kabirlerinden çıkmışlar, halka halka olup oturmuş, konuşuyorlar. Bir de baktı ki, onlardan ayrı, kirli elbiseli bi…
…
continue reading
Tefsîr yapacak âlimin aşağıda zikredilen on beş ilmi gâyet mükemmel şekilde bilmesi lâzım gelir. Bu ilimleri kemâliyle (tam ve en olgun şekilde) bilmeyen kimselerin Kur’ân’ tefsîr etmeye çalışması, şer’an câiz değildir. (Şerîat’ın buna izni yoktur.) 1. Lûgat (Arap dili) 2. Tasrif (Sarf ilmi) 3. Nahv ilmi 4. İştikak 5. Me’ânî ilmi 6. Beyân ilmi 7. B…
…
continue reading
İlmî tedbir: Öncelikle cimriliğin dünyevî ve uhrevî zararlarını öğren! Cimrilik dünyada rezilliğe, ahirette hüsrana sebeptir. Bugüne kadar hiçbir cimri mezarına mal götüremedi. Bütün cimriler mallarını mirasçılarına bırakıp yalın elleriyle ve üstelik cimrilik günâhının yükünü taşıyarak ahirete göç ettiler. Kalan mirasçıları onların mallarını yerken…
…
continue reading
Muhtelif yerlerden Peygamberimiz (s.a.v.)’e birçok ziyâretçi ve misafir gelirdi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) bunların hizmetini bizzat görür ve ağırlarlardı. O (s.a.v.)’i görmeğe gelen hiçbir kimse ağırlanmadan bırakılmazdı. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ihsan ve ikramlarında müslimi, gayr-i müslimden tefrik etmez ve herkesi ağırlardı. Bir def‘a müşriklerden b…
…
continue reading
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır. “Kur’ân’ı gereği gibi güzel okuyan kimse vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle berâberdir. Kur’ân’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.” Burada bahsedilen iki kat sevaptan birinin sebebi şudur: Bu kimse önce Kur’ân okumuştur. Elbette Kur’ân okuduğundan dolayı bir sevap verili…
…
continue reading
İstanbul evliyâsının büyüklerinden. 1664 (H.1075) târihinde Tokat’ta doğdu. Mehmed Emîn Tokadi hazretleri, ilim tahsîline memleketinde başladı ve 1698 senesinde İstanbul’a geldi. Şeyhülislâm Mirzâzâde Muhammed Efendiden uzun müddet ders aldı. Sonra Mekke’de, İmamı Râbbani Hz.’nin oğlunun talebesi Ahmed Yekdest Cüryânî hazretlerinden tasavvuf ilmini…
…
continue reading
Hz. Hüseyin (r.a.): “Babama Resûlullâh (s.a.v.)’in meclisinde bulunlara nasıl davrandığını sordum. O da şunları söyledi: “Resûlullâh (s.a.v.), daima güler yüzlü ve yumuşak mizaçlı idi. Kötü huylu, katı kalpli değildi. Bağırıp çağırmaz, çirkin söz söylemez, kimseyi ayıplamaz, kimseyle tartışmazdı. Hoşlanmadığı şeyi görmezden gelir ve de kimse onun l…
…
continue reading
Evlilik insan hayatındaki en önemli dönemeçlerden biridir. Bu dönemeç düzgün bir şekilde dönülmediği takdirde sonradan düzeltmesi çok zor olur. Günümüzde evlâdların ana-babaları ile yaşadıkları en büyük sorunlardan bir tanesi evlilik konusunda ortaya çıkmaktadır. Evlenirken tâbiki ana-babaya sorulur, onların rızâsı alınır. İslâmi terbiye almış bir …
…
continue reading
Hz. Dırar bin Ezver (r.a.) tam bir İslam fedaisi ve kahramanı idi. Vücudu kılıç yaralarıyla doluydu. Şam civarında rumlara esir düştüğünde İmparator Herakleios çok sevindi. Karşısına çıkarılınca, “Arâbların kumandanı Dırar sen misin?” dedi. Hz. Dırar (r.a.) de: “Evet! Peygamber (s.a.v.) yolunda sizinle harbeden Dırar benim!” dedi. Herakleios: “Kend…
…
continue reading
Hadîs hâfızlarının tabakaları konusunda eser veren önde gelen büyük hadîs hâfızları ittifakla Ebû Hanîfe (r.a.)’i kendilerinden biri olarak kabûl ederler. Bu âlimlerden birisi olan Makdisî de el-Muhtasar fî tabakâti ulemâi’l-hadîs isimli eserinde Ebû Hanîfe (r.a.)’e yer vermekte, onun hayatını anlatmakta ve onu şöyle hayırla övmektedir: “Ebû Hanîfe…
…
continue reading