Varoluşun kendi gerçekliğinin tezahürü

Seda’nın Sesi

Nasıl seyahat ettiğinde yepyeni kültürler, yaşam şekilleri görürsün. Bildiğini sandığın şeylerin farklı kullanılabildiğini veya farklı yorumlandığını görürsün. Nasıl eğitimini ilerlettikçe sandığından daha fazlası olduğunu anlarsın. Buna uyanırsın. İşte bu dönem de hayatla ilgili bizde bu etkiyi yaratıyor. Senin hayatı algılayışını, yorumlayışını, yaşayışını, potansiyelini limitleyen, kısıtlayan bakış açıları, inançlar ve düşünce kalıpları ortaya çıkıyor ve sen bunlara bırakmaya davet ediliyorsun bu dönem. Hem kendi kendine, hem de hayatın içindeki sistemlerde neler kısıtlayıcı oldu, seni büyük resmi görmekten ve kendini gerçekleştirmekten uzaklaştırdı, bunları görülüp, bunların bırakılması bu dönem yaşanıyor. O kısıtlı, dar, tek tip bakış açıları bırakılıyor. Bu bir bakıma zor gelse de, çünkü bildiğin yapıların sandığın gibi olmadığını veya sandığın şekilde hizmet etmediğini fark etdiyorsun, yine de bu bir hediye, lütuf. Çünkü bu seni kendi potansiyelinle buluşturacak bu limitler kalkınca. Sistemi, inandırılmış olduklarımızı, düşünce kalıplarımızı fark ettikçe, bizi aslında kendimizden ne kadar uzaklaştıran bir sistemin içinde olduğumuzu fark ettikçe, zincirlerimizi kırıp özgürlüğümüzü ilan etme isteği içimizden gelebilir. İçimizdeki yükselen enerjiyi yaşarken, içinde bulunduğumuz durumu veya ilişkileri yakıp yıkmak değil, hem kendi hem de bir başkasının kendisi olma özgürlüğü olduğunu anlayıp, kendine kendin olma özgürlüğü verirken etrafımızdakilere de aynı özgürlüğü tanıyor olmak da çok önemli ve kıymetli. Sevgiyle.