Artwork

İçerik Mevlana Takvimi tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Mevlana Takvimi veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Player FM - Podcast Uygulaması
Player FM uygulamasıyla çevrimdışı Player FM !

MAHŞER GÜNÜ EN BÜYÜK ŞEFAATÇİMİZ, PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)’DİR. - 04 HAZİRAN 2022 - MEVLANA TAKVİMİ

3:03
 
Paylaş
 

Manage episode 330654876 series 2542707
İçerik Mevlana Takvimi tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Mevlana Takvimi veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

“Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir fazlalık olmak üzere namâz kıl. Böylece Rabbinin, seni, övgüye değer bir makâma (Makâm-ı Mahmud’a) göndereceğini umabilirsin.” (İsrâ s. 79) Hz. Peygamber (s.a.v.), “Makâm-ı Mahmud, ümmetime şefaat edeceğim bir makâmdır.” buyurmuştur. (İmâm Taberî) İmâm Tirmizî’den gelen bir rivâyette de Hz. Peygamber (s.a.v.)’e Makam-ı Mahmud sorulmuş; “O, şefaattir.” cevâbını vermiştir. Âyetin mânâsı, Rûhu’l-Beyân tefsirinde şöyle açıklanıyor: “Makam-ı Mahmud, mahşer ehlinin tamamına şefaat etme makamıdır. O umumî şefaat sırasında herkes Peygamberimiz (s.a.v.)’e gıpta eder. Çünkü kendisinden şefaat istenen peygamberlerin hepsi de ilk önce şefaat etmekten kaçınır ve herbiri şefaat isteyenleri diğer bir peygambere gönderir. Sonunda bütün insanlar Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e gelirler. Peygamberimiz (s.a.v.) de, “Ben şefaat etmeye ehilim.” buyurur ve büyük şefaatını yapar. Diğer peygamberler ondan sonra şefaat ederler.” Ömer Nasuhi Bilmen ise bu âyetin tefsirinde şu mânâyı veriyor: “Muhakkak ki, Rabbin seni bir Makam-ı Mahmuda, bir şefaat-ı kübrâ (büyük şefaat) makamına gönderecektir. Senin dereceni bütün mahlûkâtın fevkine (üstüne) yükseltecektir.” Abdullah b. Ömer (r.a.)’den gelen bir rivâyet de şöyledir: İnsanlar, Peygamber (a.s.e.)’nin ümmetleri olarak, cemaat cemaat toplanırlar. Her ümmet, peygamberinin peşine düşer ve: Ey filân, bize şefaat edip bizi bu sıkıntıdan kurtar.” diye ricâ ederler. Büyük peygamberler dolaşılıp hepsinden, bu konuda bir şey yapamayacaklarına dair cevâp alındıktan sonra, şefaat işi dönüp dolaşıp son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’e gelir. İşte bu, Cenâb-ı Hâkk’ın O (s.a.v.)’i, Makâm-ı Mahmud’a gönderdiği gündür.” Cenâb-ı Hâkk cümlemizi Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in şefaatine nâil eylesin. Âmin. (Hâkk Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, s.48)

  continue reading

1620 bölüm

Artwork
iconPaylaş
 
Manage episode 330654876 series 2542707
İçerik Mevlana Takvimi tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Mevlana Takvimi veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

“Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir fazlalık olmak üzere namâz kıl. Böylece Rabbinin, seni, övgüye değer bir makâma (Makâm-ı Mahmud’a) göndereceğini umabilirsin.” (İsrâ s. 79) Hz. Peygamber (s.a.v.), “Makâm-ı Mahmud, ümmetime şefaat edeceğim bir makâmdır.” buyurmuştur. (İmâm Taberî) İmâm Tirmizî’den gelen bir rivâyette de Hz. Peygamber (s.a.v.)’e Makam-ı Mahmud sorulmuş; “O, şefaattir.” cevâbını vermiştir. Âyetin mânâsı, Rûhu’l-Beyân tefsirinde şöyle açıklanıyor: “Makam-ı Mahmud, mahşer ehlinin tamamına şefaat etme makamıdır. O umumî şefaat sırasında herkes Peygamberimiz (s.a.v.)’e gıpta eder. Çünkü kendisinden şefaat istenen peygamberlerin hepsi de ilk önce şefaat etmekten kaçınır ve herbiri şefaat isteyenleri diğer bir peygambere gönderir. Sonunda bütün insanlar Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e gelirler. Peygamberimiz (s.a.v.) de, “Ben şefaat etmeye ehilim.” buyurur ve büyük şefaatını yapar. Diğer peygamberler ondan sonra şefaat ederler.” Ömer Nasuhi Bilmen ise bu âyetin tefsirinde şu mânâyı veriyor: “Muhakkak ki, Rabbin seni bir Makam-ı Mahmuda, bir şefaat-ı kübrâ (büyük şefaat) makamına gönderecektir. Senin dereceni bütün mahlûkâtın fevkine (üstüne) yükseltecektir.” Abdullah b. Ömer (r.a.)’den gelen bir rivâyet de şöyledir: İnsanlar, Peygamber (a.s.e.)’nin ümmetleri olarak, cemaat cemaat toplanırlar. Her ümmet, peygamberinin peşine düşer ve: Ey filân, bize şefaat edip bizi bu sıkıntıdan kurtar.” diye ricâ ederler. Büyük peygamberler dolaşılıp hepsinden, bu konuda bir şey yapamayacaklarına dair cevâp alındıktan sonra, şefaat işi dönüp dolaşıp son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’e gelir. İşte bu, Cenâb-ı Hâkk’ın O (s.a.v.)’i, Makâm-ı Mahmud’a gönderdiği gündür.” Cenâb-ı Hâkk cümlemizi Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in şefaatine nâil eylesin. Âmin. (Hâkk Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, s.48)

  continue reading

1620 bölüm

Tüm bölümler

×
 
Loading …

Player FM'e Hoş Geldiniz!

Player FM şu anda sizin için internetteki yüksek kalitedeki podcast'leri arıyor. En iyi podcast uygulaması ve Android, iPhone ve internet üzerinde çalışıyor. Aboneliklerinizi cihazlar arasında eş zamanlamak için üye olun.

 

Hızlı referans rehberi