Artwork

İçerik Mevlana Takvimi tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Mevlana Takvimi veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Player FM - Podcast Uygulaması
Player FM uygulamasıyla çevrimdışı Player FM !

FİTRE VEMEYENİN ORUCU KABUL OLUR MU? - 30 NİSAN 2022 MEVLANA TAKVİM

2:39
 
Paylaş
 

Manage episode 327034899 series 2542707
İçerik Mevlana Takvimi tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Mevlana Takvimi veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

İmâm Şaranî (r.âleyh) Hz. anlatıyor: “Bütün hayatım boyunca evimin yirmi dört saatlik nafakasını temin edecek malî bir güce sahip olamadığından zekâtımı (fıtramı) veremiyordum. Böylece 950 hicrî senesinin Ramazân Bayramı gelip çatmıştı. Bayramdan sonra, bir gece rüyamda bir olayla karşılaştım. Kendimi birçok insanın bulunduğu geniş boş bir yerde gördüm. Halkın elinde erîkeler (tahtlar; güvey ve gelin odalarındaki süslü sedirler gibi) vardı. Bu kişiler ellerindeki erîkeleri havaya fırlatıyorlar ve birkaç arşın yükseldikten sonra erîkeler yere düşüyordu. En son ben de onlar gibi elimdeki erîkeyi fırlattım, biraz yükseldikten sonra yere düşmüştü. Yanıbaşımda bulunan meleklerden birine, “Bu nedir?” diye sorunca, bana, “îşte bunlar, Ramazan ayında oruç tuttukları halde zekâtlarını (fıtralarını) vermeyen insanlardır ki, oruçları havaya fırlattıkları bu yastıklar gibi cansız, ruhsuz, içi boş deri tulumlara benzemektedir” dedi. Ben de meleğe, “İyi ama, ben evimin yirmi dört saatlik nafakasını temin edecek bir gücüm olmadığından zekâtımı veremiyorum” dedim. Bunun üzerine melek, “Peki, fazladan giyecek bir gömleğin, bir palton veya bir çift ayakkabın yok mu? Varsa bunları satar, buğday alır, zekâtını verirsin. Senin gibisine zekâttan kaçınmak yakışmaz” diye cevap verdi. Ben de, “Peki” dedim. Sonradan dost tüccarlardan birinin bana hediye ettiği yeni bir çift ayakkabının sandıkta bulunduğunu hatırladım. Bunu hemen satarak zekâtımı verdim. O seneden beri bu güne dek, fıtramla birlikte bakmakla mükellef olduğum aile efrâdının fıtralarını da vermekte kusur etmedim. Böylece bir hadîsin sıhhâti benim nezdimde kesb-i kuvvet eylemişti. Hadîste; “Ramazân orucu kişi zekâtını (fıtrasını) verinceye kadar gök ile yer arasında hareketsiz asılı kalmış olur” buyurulmuştur. Ey kardeşim, Ramazân orucunun fitresini bayramdan önce çıkarıp vermelisin. (İmâm Şaranî, El-Uhudü’l-Kübra, s.250)

  continue reading

1620 bölüm

Artwork
iconPaylaş
 
Manage episode 327034899 series 2542707
İçerik Mevlana Takvimi tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Mevlana Takvimi veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

İmâm Şaranî (r.âleyh) Hz. anlatıyor: “Bütün hayatım boyunca evimin yirmi dört saatlik nafakasını temin edecek malî bir güce sahip olamadığından zekâtımı (fıtramı) veremiyordum. Böylece 950 hicrî senesinin Ramazân Bayramı gelip çatmıştı. Bayramdan sonra, bir gece rüyamda bir olayla karşılaştım. Kendimi birçok insanın bulunduğu geniş boş bir yerde gördüm. Halkın elinde erîkeler (tahtlar; güvey ve gelin odalarındaki süslü sedirler gibi) vardı. Bu kişiler ellerindeki erîkeleri havaya fırlatıyorlar ve birkaç arşın yükseldikten sonra erîkeler yere düşüyordu. En son ben de onlar gibi elimdeki erîkeyi fırlattım, biraz yükseldikten sonra yere düşmüştü. Yanıbaşımda bulunan meleklerden birine, “Bu nedir?” diye sorunca, bana, “îşte bunlar, Ramazan ayında oruç tuttukları halde zekâtlarını (fıtralarını) vermeyen insanlardır ki, oruçları havaya fırlattıkları bu yastıklar gibi cansız, ruhsuz, içi boş deri tulumlara benzemektedir” dedi. Ben de meleğe, “İyi ama, ben evimin yirmi dört saatlik nafakasını temin edecek bir gücüm olmadığından zekâtımı veremiyorum” dedim. Bunun üzerine melek, “Peki, fazladan giyecek bir gömleğin, bir palton veya bir çift ayakkabın yok mu? Varsa bunları satar, buğday alır, zekâtını verirsin. Senin gibisine zekâttan kaçınmak yakışmaz” diye cevap verdi. Ben de, “Peki” dedim. Sonradan dost tüccarlardan birinin bana hediye ettiği yeni bir çift ayakkabının sandıkta bulunduğunu hatırladım. Bunu hemen satarak zekâtımı verdim. O seneden beri bu güne dek, fıtramla birlikte bakmakla mükellef olduğum aile efrâdının fıtralarını da vermekte kusur etmedim. Böylece bir hadîsin sıhhâti benim nezdimde kesb-i kuvvet eylemişti. Hadîste; “Ramazân orucu kişi zekâtını (fıtrasını) verinceye kadar gök ile yer arasında hareketsiz asılı kalmış olur” buyurulmuştur. Ey kardeşim, Ramazân orucunun fitresini bayramdan önce çıkarıp vermelisin. (İmâm Şaranî, El-Uhudü’l-Kübra, s.250)

  continue reading

1620 bölüm

Tüm bölümler

×
 
Loading …

Player FM'e Hoş Geldiniz!

Player FM şu anda sizin için internetteki yüksek kalitedeki podcast'leri arıyor. En iyi podcast uygulaması ve Android, iPhone ve internet üzerinde çalışıyor. Aboneliklerinizi cihazlar arasında eş zamanlamak için üye olun.

 

Hızlı referans rehberi