AHLÂKIN GÜZELLEŞTİRİLMESİ - 11 OCAK 2023 - MEVLANA TAKVİMİ
Manage episode 352199343 series 2542707
Ahlâk; deruni (içsel) bir sıfattır ve kişi o sıfatın etkisiyle iyi veya kötü olan şeye meyleder. Güzel ahlâk, kişiyi iyi, doğru ve hak olan şeye meylettirir. Ancak güzel ahlâk da zahirî güzellik gibi bir bütündür. Nasıl ki zahirî güzellik yalnız bir uzvun, mesela gözlerin güzel olmasıyla değil, onunla birlikte ağzın, burnun ve yanakların da güzel olmasıyla oluşursa, güzel ahlâk da ancak onun bütün unsurlarının güzel, mutedil, mütenasip ve birbiriyle uyumlu olmalarıyla oluşur. Bu unsurların ana damarları ise üç şeydir. Bunlar ilmin itidâli (ölçülü olması), gazâp ve kızgınlığın itidâli ve şehvetin itidâlidir. İlmin itidâli; onunla doğru ve yalan olan sözleri, hak ve bâtıl olan inançları, güzel ve çirkin olan fiil ve davranışları birbirinden rahat bir şekilde ayırmanın mümkün olmasıdır. İlim bu şekilde itidâl bulunca ondan hikmet meyvesi hâsıl olur. Hikmet ise güzel ahlâkın başıdır. Allâhü Te’âlâ şöyle buyurmuştur: “Kime hikmet verilirse, ona çok hayır verilmiş olur.” Gazâp ve kızgınlığın itidâli, onun kabarıp yatışmasının hikmetin iktizâ ettiği şekilde olmasıdır. Kezâ şehvetin itidâli de onun hikmetin, yani şeriatin ve aklın emrine uymasıdır. Ancak burada iki şeyi birbirinden ayırmak lazımdır. Huy ve ahlâkı eğitmek, olgunlaştırmak, güzelleştirmek bir şeydir, onu kökünden söküp atmak ve yok etmek ikinci şeydir. Birinci mümkün iken ikincisi mümkün değildir. Bu böyle olduğu için meselâ kızgınlık ve şehvet hislerimizi onlardan iz ve eser kalmamacasına yok etmeye çalışırsak bunu başaramayız. Fakat onları riyâzet ve mücâhede ile arı ve duru hale getirmeye çalışsak bunu başarırız. Bize emredilen ve istenen de budur. (Eşref Ali et-Tehanevi, Hadislerle Hanefi Fıkhı, c.20, s.300-301)
1619 bölüm