Artwork

İçerik Kerem Önder tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Kerem Önder veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Player FM - Podcast Uygulaması
Player FM uygulamasıyla çevrimdışı Player FM !

İnşaallah demeyi unutma! / Kerem Önder

49:30
 
Paylaş
 

Manage episode 353813292 series 3233853
İçerik Kerem Önder tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Kerem Önder veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

“Hiçbir şey hakkında sakın “yarın şunu yapacağım” deme!” Kehf 23

“Ancak, ‘Allah dilerse yapacağım’ de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve ‘Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır’ de.” (Kehf 24)

Ashâb-ı Kehf kıssası Hz. Peygamber’e sorulduğunda “Allah izin verirse” demeden, “Yarın size cevap vereceğim” dedi. Bu sebeple bir süre vahiy kesildi. Bu bir uyarıydı. Nitekim on beş gün sonra vahiy geldiğinde yüce Allah Hz. Peygamber’i şöyle uyarıyordu: “Allah izin verirse demeden hiçbir şey için ‘Şu işi yarın yapacağım’ deme!” Hiç kimse yarın ne yapacağını bilemez.” (Lokmân 31/34). Zira bir şeyin meydana gelmesi için sadece insanın iradesi yeterli değildir, Allah’ın da onun olmasını dilemesi gerekir. Bu irşad ve uyarılar sebebiyle gelecekte bir işi yapmaya niyet ederken işi Allah’ın iradesine bağlamak yani “Allah izin verirse” demek güzel görülmüştür.

“Müfessirler şöyle demişlerdir: Kureyşliler, Hz. Peygamber'e üç soru sorunca, Hz. Peygamber (s.a.s), "İnşaallah" demeden, "Ben yarın bunları cevaplarım" dedi. Bunun üzerine vahiy onbeş gün süre ile kesildi. Bir başka rivayette bu sürenin kırk gün olduğu ileri sürülmüştür. Daha sonra bu ayet nazil oldu.

İnsan "yarın falanca işi yapacağım" dediğinde hem o gün gelmeden önce ölmesi, hem de diri kalması halinde, o işi yapmaya mani bir engelin çıkması uzak bir ihtimal değildir. Binâenaleyh o, "inşaallah" demezse, o zamanda o vaadinde yalancı olmuş olur. Halbuki yalan, nefret ettirici bir husustur. Bu ise, peygamberlere yakışmaz. Bu sebepten dolayı Cenâb-ı Hak ona, "inşaallah" demesini vâcib kılmıştır, öyle ki onun bu vaadini yerine getirmemesi halinde yalancı olmaz, o zaman da bir nefret meydana gelmez.

Bu cümleden olarak İbn Abbas (r.a): "Bu kimse uzun bir müddet sonra inşaallah demeyi hatırlar da bunu söylerse, keffareti savuşturmuş olma hususunda bu yeterlidir" demiştir. Said İbn Cübeyr'den de: "Bir sene veya bir ay veya bir hafta veyahutda bir gün sonra dahi inşaallah dese" şeklinde rivayetler gelmiştir.

Anlatıldığına göre, Ebu Hanife (r.h.)'nin, İbn Abbas'ın, inşâallahın belirli bir zaman sonra denilebileceği şeklindeki görüşüne muhalefet ettiği haberi Halife Mansur'a ulaşmış; o da bunun üzerine, bu görüşü reddetmesi için, onu huzuruna çağırmış. Bunun üzerine Ebu Hanife (r.h) de: "Bu senin aleyhine olur. Çünkü sen, yemin ettirerek biat aldığında, onların senin yanından çıkıp da "İnşâallah" diyerek senin aleyhine başkaldıracaklarını düşünmez misin?" der. Mansur, Ebu Hanife'nin sözünü beğenir ve ondan memnun kalır.

Daha sonra Cenâb-ı Hakk, 'Ve şöyle de: "Umulur ki Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola erdirir" buyurmuştur. Bu hususta şu izahlar yapılabilir: a) "İnşaallah" dememek güzel değildir. Bunu söylemek, söylememekten daha güzeldir. Hak Teâlâ'nın, "bundan daha yakın bir rüşde" ifadesiyle bu cümlenin söylenilmesi kasdedilmiştir. b) O, onlara herhangi bir şeyi vaadedip ve o vaadiyle beraber "inşaallah" da dediğinde, O, "Umulur ki benim Rabbim beni, size vaadettiğim şeyden daha güzel ve daha mükemmeline iletir ve götürür" demiş olur.”

Razi

“Kişinin ‘İnşallah’ demesi imanın kemalindendir.” (Suyuti, Camiu’s-sağir, II/ 50)

Bir kimse ile bir şey kararlaştırırken "inşaallah" denirse, sonradan o iş yerine getirilmezse, yalancı olunmaz. (Miftah-ül Cenne)

Kesin işlerde de "inşaallah" denir. Mescid-i Haram'a girileceğini Allah Teâlâ bildirdiği halde, inşaallah denmesini öğretmek için, "Mescid-i harama inşaallah gireceksiniz" buyurdu. (Fetih 27) "... Babacığım, sana emredilen ne ise, onu yap! İnşaallah beni sabredicilerden bulursun." (Saffat, 102)

Peygamber Efendimiz (asm) de, mezarlığa uğrayınca, ölüm muhakkak olduğu halde, ilâhi terbiye gereği olarak, "İnşaallah biz de size kavuşacağız." buyurdu. (Müslim)

  continue reading

481 bölüm

Artwork
iconPaylaş
 
Manage episode 353813292 series 3233853
İçerik Kerem Önder tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Kerem Önder veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.

“Hiçbir şey hakkında sakın “yarın şunu yapacağım” deme!” Kehf 23

“Ancak, ‘Allah dilerse yapacağım’ de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve ‘Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır’ de.” (Kehf 24)

Ashâb-ı Kehf kıssası Hz. Peygamber’e sorulduğunda “Allah izin verirse” demeden, “Yarın size cevap vereceğim” dedi. Bu sebeple bir süre vahiy kesildi. Bu bir uyarıydı. Nitekim on beş gün sonra vahiy geldiğinde yüce Allah Hz. Peygamber’i şöyle uyarıyordu: “Allah izin verirse demeden hiçbir şey için ‘Şu işi yarın yapacağım’ deme!” Hiç kimse yarın ne yapacağını bilemez.” (Lokmân 31/34). Zira bir şeyin meydana gelmesi için sadece insanın iradesi yeterli değildir, Allah’ın da onun olmasını dilemesi gerekir. Bu irşad ve uyarılar sebebiyle gelecekte bir işi yapmaya niyet ederken işi Allah’ın iradesine bağlamak yani “Allah izin verirse” demek güzel görülmüştür.

“Müfessirler şöyle demişlerdir: Kureyşliler, Hz. Peygamber'e üç soru sorunca, Hz. Peygamber (s.a.s), "İnşaallah" demeden, "Ben yarın bunları cevaplarım" dedi. Bunun üzerine vahiy onbeş gün süre ile kesildi. Bir başka rivayette bu sürenin kırk gün olduğu ileri sürülmüştür. Daha sonra bu ayet nazil oldu.

İnsan "yarın falanca işi yapacağım" dediğinde hem o gün gelmeden önce ölmesi, hem de diri kalması halinde, o işi yapmaya mani bir engelin çıkması uzak bir ihtimal değildir. Binâenaleyh o, "inşaallah" demezse, o zamanda o vaadinde yalancı olmuş olur. Halbuki yalan, nefret ettirici bir husustur. Bu ise, peygamberlere yakışmaz. Bu sebepten dolayı Cenâb-ı Hak ona, "inşaallah" demesini vâcib kılmıştır, öyle ki onun bu vaadini yerine getirmemesi halinde yalancı olmaz, o zaman da bir nefret meydana gelmez.

Bu cümleden olarak İbn Abbas (r.a): "Bu kimse uzun bir müddet sonra inşaallah demeyi hatırlar da bunu söylerse, keffareti savuşturmuş olma hususunda bu yeterlidir" demiştir. Said İbn Cübeyr'den de: "Bir sene veya bir ay veya bir hafta veyahutda bir gün sonra dahi inşaallah dese" şeklinde rivayetler gelmiştir.

Anlatıldığına göre, Ebu Hanife (r.h.)'nin, İbn Abbas'ın, inşâallahın belirli bir zaman sonra denilebileceği şeklindeki görüşüne muhalefet ettiği haberi Halife Mansur'a ulaşmış; o da bunun üzerine, bu görüşü reddetmesi için, onu huzuruna çağırmış. Bunun üzerine Ebu Hanife (r.h) de: "Bu senin aleyhine olur. Çünkü sen, yemin ettirerek biat aldığında, onların senin yanından çıkıp da "İnşâallah" diyerek senin aleyhine başkaldıracaklarını düşünmez misin?" der. Mansur, Ebu Hanife'nin sözünü beğenir ve ondan memnun kalır.

Daha sonra Cenâb-ı Hakk, 'Ve şöyle de: "Umulur ki Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola erdirir" buyurmuştur. Bu hususta şu izahlar yapılabilir: a) "İnşaallah" dememek güzel değildir. Bunu söylemek, söylememekten daha güzeldir. Hak Teâlâ'nın, "bundan daha yakın bir rüşde" ifadesiyle bu cümlenin söylenilmesi kasdedilmiştir. b) O, onlara herhangi bir şeyi vaadedip ve o vaadiyle beraber "inşaallah" da dediğinde, O, "Umulur ki benim Rabbim beni, size vaadettiğim şeyden daha güzel ve daha mükemmeline iletir ve götürür" demiş olur.”

Razi

“Kişinin ‘İnşallah’ demesi imanın kemalindendir.” (Suyuti, Camiu’s-sağir, II/ 50)

Bir kimse ile bir şey kararlaştırırken "inşaallah" denirse, sonradan o iş yerine getirilmezse, yalancı olunmaz. (Miftah-ül Cenne)

Kesin işlerde de "inşaallah" denir. Mescid-i Haram'a girileceğini Allah Teâlâ bildirdiği halde, inşaallah denmesini öğretmek için, "Mescid-i harama inşaallah gireceksiniz" buyurdu. (Fetih 27) "... Babacığım, sana emredilen ne ise, onu yap! İnşaallah beni sabredicilerden bulursun." (Saffat, 102)

Peygamber Efendimiz (asm) de, mezarlığa uğrayınca, ölüm muhakkak olduğu halde, ilâhi terbiye gereği olarak, "İnşaallah biz de size kavuşacağız." buyurdu. (Müslim)

  continue reading

481 bölüm

모든 에피소드

×
 
Loading …

Player FM'e Hoş Geldiniz!

Player FM şu anda sizin için internetteki yüksek kalitedeki podcast'leri arıyor. En iyi podcast uygulaması ve Android, iPhone ve internet üzerinde çalışıyor. Aboneliklerinizi cihazlar arasında eş zamanlamak için üye olun.

 

Hızlı referans rehberi