Çıplaklık onursuzluğu! / Kerem Önder
Manage episode 320961541 series 3233853
Çıplaklık onursuzluğu! / Kerem Önder
فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِيَ لَهُمَا مَا وُ۫رِيَ عَنْهُمَا مِنْ سَوْاٰتِهِمَا وَقَالَ مَا نَهٰيكُمَا رَبُّكُمَا عَنْ هٰذِهِ الشَّجَرَةِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَا مَلَكَيْنِ اَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِدٖينَ
“Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve
dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye
yasakladı.” (A’raf 20)
وَقَاسَمَهُمَٓا اِنّٖي لَكُمَا لَمِنَ النَّاصِحٖينَۙ
“Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti.” (A’raf 21)
Şeytanın kariyer başlangıcı, iki insanı çıplaklaştırma ve onurlarını kırma gayretiyle olmuştur.
Bugünse herkes çıplaklığı bir tercih ve övgü alma gayretiyle yapıyor.
Vesvese “aynı şeyleri tekrar tekrar fısıldama” anlamına gelir ve daha çok ayartıcı, tahrik edici sözler veya psikolojik
telkinler, yönlendirmeler için kullanılır. Burada İblîs’in, “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî
yaşayanlardan olursunuz diye yasakladı” diyerek Âdem ve Havvâ’yı ayartması, onları günah işlemeye teşvik etmesi
hakkında kullanılmıştır (Taberî, VIII, 140; Râzî, XIV, 45; İbn Âşûr, VIII/2, s. 56-57)
“Birinci soru: Hazret-i Adem (aleyhisselâm) cennette, İblis ise oradan çıkarılmış olduğu halde, Hazret-i Adem'e nasıl
vesvese vermiştir?
Cevap: Hasan el-Basrî şöyle demektedir: "O İblis, Cenâb-ı Hakk'ın ona vermiş olduğu yükselme kuvvetiyle, yerden
semaya ve cennete vesvese verebiliyordu."
İkinci soru: "Adem (aleyhisselâm), kendisiyle İblis arasındaki düşmanlığı biliyordu. O halde, ne diye onun sözünü
kabul etti?"
Cevap: İblis, defalarca Hazret-i Adem'le karşılaştı ve onu pekçok yollarla ağaçtan yeme konusunda özendirmeye
çalıştı. İşte bu hoş göstermeye devam edildiği ve bunun peşi bırakılmadığı için, o İblis'in sözü Adem'e tesir etti.
Katâde şöyle demiştir: İblis onlara karşı, Allah adına yemin ederek onları aldatmıştır. Allah'a inanan bir kimse
bazan aldanabilir. Ayetteki, "Şüphesiz ki ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim" ifadesi "İblis onlara şöyle dedi: "Ben
sizden önce yaratıldım ve sizlerin bilemediği pek çok maslahat (menfaat) ve mefsedet (zarar) hallerini daha iyi
biliyorum. Benim sözüme uyun ki, ben de sizi doğruya ileteyim" manasındadır.
İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle demiştir: "Ayetteki bu ifade, "Onları, yemin ederek aldattı" manasındadır.
Adem (aleyhisselâm), hiçbir kimsenin, Allah adına yalan yere yemin edemiyeceğini zannediyordu."
İbn Ömer (radıyallahü anh) de, rivayete göre, kölesinin ibadet ettiğini ve güzelce namaz kıldığını görünce, o köleyi
azad ederdi. Bu sebeple köleleri, azad edilme arzusuyla hep böyle yaparlardı. Bundan dolayı ona, "Onlar seni
aldatıyorlar" denildiği zaman, o şöyle dedi: "Kim bizi Allah adına aldatırsa, biz de Allah için aldatılmış oluruz."
İş yerinde "iş kıyafeti" denilen elbiseyi sorgusuz akşama kadar giyen kişiler, iş ALLAH'ın tesettür emrine gelince,
"ben özgürüm ne istersem giyerim" diyor
Vücudümüzda her yerde sinirler varken sadece üç yerde sinir yoktur KIL SAÇ ve TIRNAK
Tırnağın hemen başladığı ette saçın hemen başladığı ette kılın hemen başladığı ette sinir vardır ama tırnak saç ve
kılda yoktur. Eğer tırnak saç ve kılda sinir olsaydı ne yapacaktık uzayınca nasıl kesecektik asla kesemezdik ayrıca öyle
uzayan siniri olan bir doku ile nasıl yaşanırdı.
İmam Ali Rıza ve insana hizmet aşkı.
BİR SESİ SUSTURMAK İÇİN SENİN BAŞKA BİR SES ÇIKARMAN VE SIKÇA TEKRARLAMAN LAZIM
474 bölüm