Artwork

İçerik Acilci.Net - Ses ve Video Tüm Bölümler, Acilci.Net - Ses, and Video Tüm Bölümler tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Acilci.Net - Ses ve Video Tüm Bölümler, Acilci.Net - Ses, and Video Tüm Bölümler veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Player FM - Podcast Uygulaması
Player FM uygulamasıyla çevrimdışı Player FM !

Sürekli Glukoz İzlem Sistemleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler

19:56
 
Paylaş
 

Manage episode 306872998 series 1729509
İçerik Acilci.Net - Ses ve Video Tüm Bölümler, Acilci.Net - Ses, and Video Tüm Bölümler tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Acilci.Net - Ses ve Video Tüm Bölümler, Acilci.Net - Ses, and Video Tüm Bölümler veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Diyabet ile idrar bağlantısı çok eskilerden beri bilinmektedir. “Çok fazla idrar boşaltma” ile karakterize edilen bir hastalık, antik çağda MÖ 1500'lerdeki Mısır el yazmalarında bile yerini bulur. Karıncaları cezbettiği için Hintli doktorlar buna madhumeha (bal idrarı) adını verirler. “Kayserili Arete” olarak da bilinen Kapadokyalı Aretaeus, MS 1. Yüzyılda; “…içeceklerin hiçbir önemli kısmı vücut tarafından emilmezken, etin büyük bir kısmı idrarla sıvılaştırılır.” diye gözlemlerini aktarır ve “diyabet” (Yunanca, "sifon") kelimesini literatüre kazandırır. “Mellitus” (Latince, "bal gibi tatlı") teriminin eklenmesi için aradan yüzlerce yıl geçmesi gerekir. Hastalığı, idrarın tatsız olduğu diğer diyabet hastalığından (insipidus) ayırt etmek için 1798'de İngiliz Genel Cerrahı John Rollo “Diyabetes Mellitus” terimini oluşturur. Ortada test imkanı olmayınca, iş doktorlara düşer. Mesela Londralı bir doktor olan Willis, yüzlerce yıldır uygulanan bir yöntemin iyice duyulmasına yol açar; hastalarının “idrarının tadına bakma”sıyla meşhur olur. İdrar şekerli ise hasta Diyabetli tanısı alır, dosya kapanır. Neyse ki ilerleyen yıllarda teknoloji aşama aşama gelişir, doktorlar glukometre, diller test strip’i olmaktan kurtulur. Sürekli Kan Şekeri Takibi Nasıl Mümkün Oldu? İdrarda glukoz miktarını belirleme girişimleri, insülinin keşfinden daha öncesine, 1800'lerin ortalarına kadar uzanır. 1883’de George Oliver yatak başı idrarda glukoz ölçümünü tanımlar. Stanley Benedict, bu yöntemi 1908'de modifiye eder ve bakır reaktifi ile idrar glukozu ölçümü yapılır. Bu yöntem 50 yılı aşkın süre bazı modifikasyonlara uğrayarak kullanılmaya devam eder. Yöntemin en büyük zorluğu ısıtma işlemi gerektirmesidir. Ancak 1945'te modifiye bakır reaktif tabletleri içeren Clinitest (Ames, Elkhart, ABD)’in piyasaya çıkması ile işler biraz kolaylaşır. Bu testte glukoz oksitlenir ve “glukozüri miktarının, ısıtılan çözeltinin rengiyle orantılı olduğu” prensibiyle sonuç elde edilir. Aynı yıllarda benzer yöntemle idrarda keton da bakılmaya başlanır. İdrarda Glokuz ölçüm sistemi Clinitest (1950'ler) 1950’lerin ortalarında, glukoz oksidaz içeren “kuru strip”ler geliştirilir. 1957’de Miles-Ames laboratuvarı, idrar glukozu için daldır ve ölç (dipstick) denilen Clinistix adındaki stripleri geliştirir. Ancak bu yöntemin birçok kısıtlılığı vardır. Bir kere örneğin alım şeklinden ve örnek miktarından fazlasıyla etkilenir. Sonra glukozun saptanabilmesi için “bir hayli” yüksek olması gerekir. 1965 yılında Ames firması ilk kan şekeri test stripini geliştirir: Dextrostix adı verilen bu strip, üzerine bir damla kan damlatılması 60 saniye sonra yıkanması ile çalışır; ortaya çıkan renk şişe üzerindeki bir tabloyla karşılaştırılarak sonuç elde edilir. Haliyle bu strip, ev kullanımı için değil, doktor muayenehaneleri için üretilmiştir ve “Göz var izan var” prensibine dayandığı için sonuçları birazcık “göreceli”dir. İlk glukometre 1970'lerde Dextrostix ile kullanılır, ancak sonuçlar hala istenildiği düzeyde tutarlı değildir. 1970'lerin ortalarında, hastaların evde kan şekeri takiplerini yapabilmeleri fikri iyiden iyiye düşünülmeye başlar. Hem teknoloji elverişlidir, hem de hastalığın matematiği enikonu ortaya çıkar. 1977’de Glikozile Hemoglobin (HbA1c) ölçümü ile ilgili çalışmalar başlar. Uzun süreli kan şekeri kontrolünün iyi olmasının, diyabete bağlı komplikasyonların önlenmesinde çok önemli olduğu barizdir; ancak sıkı glisemik kontrol, beraberinde ölümcül bir risk de taşımaktadır: Hipoglisemi. Çare sık kan şekeri takibi ve buna izin verecek cihazlardır şüphesiz. Ames firmasının parmak ucu kan şekeri ölçüm cihazı (1990'lar) 1980'de Dextrometer piyasaya sürülür; bu glukometrede de Dextrostix kullanılmakta, ama artık sonuçlar dijital ekranda görünmektedir. 1980'lerde sektör çığ gibi büyür; giderek daha başarılı, daha ucuz, kullanımı daha kolay glukometre ve stripler kullanılmaya başlar. İmkanların genişlemesiyle bakım kalitesi de artar; hastaların kan şekeri ta...
  continue reading

307 bölüm

Artwork
iconPaylaş
 
Manage episode 306872998 series 1729509
İçerik Acilci.Net - Ses ve Video Tüm Bölümler, Acilci.Net - Ses, and Video Tüm Bölümler tarafından sağlanmıştır. Bölümler, grafikler ve podcast açıklamaları dahil tüm podcast içeriği doğrudan Acilci.Net - Ses ve Video Tüm Bölümler, Acilci.Net - Ses, and Video Tüm Bölümler veya podcast platform ortağı tarafından yüklenir ve sağlanır. Birinin telif hakkıyla korunan çalışmanızı izniniz olmadan kullandığını düşünüyorsanız burada https://tr.player.fm/legal özetlenen süreci takip edebilirsiniz.
Diyabet ile idrar bağlantısı çok eskilerden beri bilinmektedir. “Çok fazla idrar boşaltma” ile karakterize edilen bir hastalık, antik çağda MÖ 1500'lerdeki Mısır el yazmalarında bile yerini bulur. Karıncaları cezbettiği için Hintli doktorlar buna madhumeha (bal idrarı) adını verirler. “Kayserili Arete” olarak da bilinen Kapadokyalı Aretaeus, MS 1. Yüzyılda; “…içeceklerin hiçbir önemli kısmı vücut tarafından emilmezken, etin büyük bir kısmı idrarla sıvılaştırılır.” diye gözlemlerini aktarır ve “diyabet” (Yunanca, "sifon") kelimesini literatüre kazandırır. “Mellitus” (Latince, "bal gibi tatlı") teriminin eklenmesi için aradan yüzlerce yıl geçmesi gerekir. Hastalığı, idrarın tatsız olduğu diğer diyabet hastalığından (insipidus) ayırt etmek için 1798'de İngiliz Genel Cerrahı John Rollo “Diyabetes Mellitus” terimini oluşturur. Ortada test imkanı olmayınca, iş doktorlara düşer. Mesela Londralı bir doktor olan Willis, yüzlerce yıldır uygulanan bir yöntemin iyice duyulmasına yol açar; hastalarının “idrarının tadına bakma”sıyla meşhur olur. İdrar şekerli ise hasta Diyabetli tanısı alır, dosya kapanır. Neyse ki ilerleyen yıllarda teknoloji aşama aşama gelişir, doktorlar glukometre, diller test strip’i olmaktan kurtulur. Sürekli Kan Şekeri Takibi Nasıl Mümkün Oldu? İdrarda glukoz miktarını belirleme girişimleri, insülinin keşfinden daha öncesine, 1800'lerin ortalarına kadar uzanır. 1883’de George Oliver yatak başı idrarda glukoz ölçümünü tanımlar. Stanley Benedict, bu yöntemi 1908'de modifiye eder ve bakır reaktifi ile idrar glukozu ölçümü yapılır. Bu yöntem 50 yılı aşkın süre bazı modifikasyonlara uğrayarak kullanılmaya devam eder. Yöntemin en büyük zorluğu ısıtma işlemi gerektirmesidir. Ancak 1945'te modifiye bakır reaktif tabletleri içeren Clinitest (Ames, Elkhart, ABD)’in piyasaya çıkması ile işler biraz kolaylaşır. Bu testte glukoz oksitlenir ve “glukozüri miktarının, ısıtılan çözeltinin rengiyle orantılı olduğu” prensibiyle sonuç elde edilir. Aynı yıllarda benzer yöntemle idrarda keton da bakılmaya başlanır. İdrarda Glokuz ölçüm sistemi Clinitest (1950'ler) 1950’lerin ortalarında, glukoz oksidaz içeren “kuru strip”ler geliştirilir. 1957’de Miles-Ames laboratuvarı, idrar glukozu için daldır ve ölç (dipstick) denilen Clinistix adındaki stripleri geliştirir. Ancak bu yöntemin birçok kısıtlılığı vardır. Bir kere örneğin alım şeklinden ve örnek miktarından fazlasıyla etkilenir. Sonra glukozun saptanabilmesi için “bir hayli” yüksek olması gerekir. 1965 yılında Ames firması ilk kan şekeri test stripini geliştirir: Dextrostix adı verilen bu strip, üzerine bir damla kan damlatılması 60 saniye sonra yıkanması ile çalışır; ortaya çıkan renk şişe üzerindeki bir tabloyla karşılaştırılarak sonuç elde edilir. Haliyle bu strip, ev kullanımı için değil, doktor muayenehaneleri için üretilmiştir ve “Göz var izan var” prensibine dayandığı için sonuçları birazcık “göreceli”dir. İlk glukometre 1970'lerde Dextrostix ile kullanılır, ancak sonuçlar hala istenildiği düzeyde tutarlı değildir. 1970'lerin ortalarında, hastaların evde kan şekeri takiplerini yapabilmeleri fikri iyiden iyiye düşünülmeye başlar. Hem teknoloji elverişlidir, hem de hastalığın matematiği enikonu ortaya çıkar. 1977’de Glikozile Hemoglobin (HbA1c) ölçümü ile ilgili çalışmalar başlar. Uzun süreli kan şekeri kontrolünün iyi olmasının, diyabete bağlı komplikasyonların önlenmesinde çok önemli olduğu barizdir; ancak sıkı glisemik kontrol, beraberinde ölümcül bir risk de taşımaktadır: Hipoglisemi. Çare sık kan şekeri takibi ve buna izin verecek cihazlardır şüphesiz. Ames firmasının parmak ucu kan şekeri ölçüm cihazı (1990'lar) 1980'de Dextrometer piyasaya sürülür; bu glukometrede de Dextrostix kullanılmakta, ama artık sonuçlar dijital ekranda görünmektedir. 1980'lerde sektör çığ gibi büyür; giderek daha başarılı, daha ucuz, kullanımı daha kolay glukometre ve stripler kullanılmaya başlar. İmkanların genişlemesiyle bakım kalitesi de artar; hastaların kan şekeri ta...
  continue reading

307 bölüm

Tüm bölümler

×
 
Loading …

Player FM'e Hoş Geldiniz!

Player FM şu anda sizin için internetteki yüksek kalitedeki podcast'leri arıyor. En iyi podcast uygulaması ve Android, iPhone ve internet üzerinde çalışıyor. Aboneliklerinizi cihazlar arasında eş zamanlamak için üye olun.

 

Hızlı referans rehberi