Taner Turna halka açık
[search 0]
Daha fazla
Download the App!
show episodes
 
İletişim kurmayı seven, derdini meramını dile getiren, keşiflerini ve heyecanlarını kelimelerle ifade edebilen biri olarak baktım ki kimsenin gelip bana beni anlatacağı yok en iyisi kendi kendime konuşayım dedim. Beni Bana Anlat (BBA)’ta bir adet Taner’in hayatında olan bitenlere ve kafasında dönenlere eşlik edeceksiniz. Oldu ki aklına düştüm. Sosyal medyadan ya da taner.turnaa@gmail.com adresinden yazışabiliriz.
  continue reading
 
Loading …
show series
 
Bazen sebebini sorgulamadığım fiillerin altında kaldığımı hissediyorum. “Ben istemedim ki bu sorumluluğu, kim verdi bunu bana?” derken buluyorum kendimi. Zamanın yanına eklenen “geçmek” fiili de bunlardan. Geçenlerde onlardan biri ruhuma sızmaya kalkışırken yakalandı. Zaten biraz üstüne gidince kendisi de suçunu itiraf etti. Beni Bana Anlat'ın bu b…
  continue reading
 
Uyumlu olmak. Çıkıntılık yapmamak. Ortamı bozmamak. Tat kaçırmamak. Hepsinin zihnimde uzun uzun kamp kurduğu dönemler var. Kötücül olarak adlandırdığım hislerimin tümü bu sözlere yem oldu. Birçoğu “gel bak, sonra hallederiz” sözüne kandı. Toplum olabilmenin benzerliklere ve tek bir etiketin altına doluşmuş kümelere dayatıldığı bir yaşamın köşesizi …
  continue reading
 
Hayatta öncelikler yerinden oynadı mı düzeltmek mümkün değil. Yıkıp en baştan dizmek gerekiyor. Benim için öyle oldu. Önce elimde avucumda ne varsa serdim önüme, sonra tek tek seçtim içlerinden bugünkü Taner’in yanında ve başucunda istediklerini… Albert Camus’un da dediği gibi “Kendi doğamın keyfini sürüyorum ben, hepimiz de biliriz ki, mutluluk bu…
  continue reading
 
Bir yerden ayrılmak, oradan uzaklaşmak, çıkmadan son kez arkama baktığım, birkaç dakika sonra kapıyı kitledin mi diye düşündüğüm, geride kalanlara, ki buna bitkilerim de dahil, özlem duyduğum o yerden ayrılmak… ‘Ev’ dediğim yaşam alanımın ne anlama geldiğini, nerelerden geçerek zihninsel kabulleri ve duygusal varlıkları içine aldığını kavramaya baş…
  continue reading
 
Her şeyi planlama alışkanlığı ve ne olursa olsun o plana sadık kalma istediği o kadar yerleşmiş ki zihnime anlık değişikliklere en ufak bir tahammülüm kalmamış. Halbuki tüm kararların bana ait olduğu bir zaman diliminde bile planladıklarımın tamamını yapmam mümkün değil. Şaşırtıcı mı? Asla. Sürekli plan yapma durumu, bir süre sonra hislerimi ve ruh…
  continue reading
 
Başımı göğe doğru kaldırıp kalbimi sevgiye, zihnimi yeniliklere açtığında değişime de izin vermiş oldum. Akıp gidenin ve selam vermeden geçenin hesabını tuttum. Tüm bunlar olurken istenmeyenleri değişime yem ettim. İdealize ettikçe, gerçeklikten uzaklaştım. Kararlarımın bütünü olduğumu unuttum. Artık burada duramam. Bir bahanem kalmadı. Yalnızlığım…
  continue reading
 
Albert Camus’un Düşüş kitabının son cümlesi: “Artık çok geç, her zaman hep geç olacak. Çok şükür ki öyle!” Bazen tek bir cümle çeker tüm perdeyi önünden. Alır bakışları ötekinden. Zaten mesele içerinin görünmesi değil, dışarısı dedikçe kaçacak yerinin kalmaması… Evet, her zaman geç kalacağım. Gidiyor diye peşinden kovalamayacağım. Uzaklaşıyor diye …
  continue reading
 
Tekrarlama düşkünlüğüm ve inatçı monotonluğum içinde kurduğum ya da yakaladığım çizgi dışı bağlamları not almak, unutmamak ve hatırlamak bana iyi hissettiriyor. Başlamak ve bitirmek değil, adım atmak, uğramak, soluklanmak, dolaşmak, tanışmak ve sonunda da neresi olursa oraya varmak beni heyecanlandıran. Hatırlamak, dönüp bakmak, yola ve yolculuğa i…
  continue reading
 
Kötü başlayan bir haftanın peşinden sürüklenmemek mümkün değil. Nitekim öyle de oldu. Ben geriye basmaya çalıştıkça yönünü bilmediğim adımların takip etmeye zorlandım. Bu dirençten, yüzünü bile görmediğim hislerden sağ çıkamayacağımı anlayınca da kendimi içinde keşifler barındıran tanıdık duyguların insafına bıraktım. Elde avuçta kalanları da Beni …
  continue reading
 
Fikirler tartışılmadığı sürece değerini, bizde oluşturduğu anlamı kaybediyor. Geriye neyi savunduğunu unutan kendi köşesine çekilmiş gruplar kalıyor. Oysa yanlışlık, en kötü ihtimalle doğruluğun ispatı. Tam bu noktada Gündüz Vassaf’ın dediği gibi: “Bir tarafa kızıp bir tarafı görmezlikten gelince ilkeli duruşlarımız, ‘Ne yapabilirim?’ arayışlarımız…
  continue reading
 
Çoğu zaman bir tercih olarak karşımıza çıkan umutlu olma ya da olmama halini sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bugünden aldığımız her anlamlı nefes ve geleceğe attığımız her meraklı bakış, peşinden umutlu olmayı yani bir eylemi çağırmalı. Aksi hali koca ve anlamsız bir boşluk. Derdim kafamızı kaldırıp geleceğe yürüyebilmek. Umutla yan yan…
  continue reading
 
Hislerimi ve düşüncelerimi didiklemeye devam ediyorum. Aldığım güzel bir haberin akabinde zihnimde beliren bir sorudan yola çıkarak uzun süredir muzdarip olduğum konuları çözümlemeye çalıştım. Başta bendeniz olmak üzere en çok kendine acımasız davrananlara seslendiğim bir bölümden selamlar!
  continue reading
 
Oradan buradan konuşurum diyerek başlattığım kayıtta sadede bir türlü gelemesem de sonu tatlıya bağlandı diye düşünüyorum. Bir kitap sayfasında buluştuğum filozof Jose Ortega’nın “Ben, kendim ve koşullarımdan ibaretim” sözüyle üst başlıkta toplanan, terapi notlarımdan BoJack Horseman'a uzanan yeni bölümden selamlar olsun…
  continue reading
 
Son zamanlarda aldığım her kararın altını kazmaya başladım. Eşeledikçe karşıma çıkan kontrollü monotonluğumla baş başa kaldım. Hele ipleri elimden bıraktığımda benliğin hep bu anı beklermiş gibi kusursuzca görevini yerine getirmesine dayanamadım. En sonunda zihnimde “İnsan en çok kendine mi oynar?” sorusu dönerken kayıt tuşuna bastım.…
  continue reading
 
Bu bölüme açıklama yazmak bile zor. Tekrarlı hayatın hafızamıza olan yan etkilerinden başlayıp 10. bölüm duygusallığı ile devam eden, ardından son janr bükücüleri merkezine alarak bir alt kültürü anlatmaya çalışan ortaya karışık bir bölüm oldu. Bitişe doğru hisler sağa sola kaysa da bir şekilde gemiyi limana yanaştırmayı başardım.…
  continue reading
 
Sanat ve sporun kendimizi fiziksel, duygusal ve entelektüel olarak ifade etmemize olanak tanıdığı aşikar. Bununla birlikte sınırlar, kültürler, diller ve nesiller arasında geçiş yapmamızı sağlayan evrensel dil olduğu da kabulümüz. Hal böyle iken aynı muhabbet masasında pek buluşturulmayan bu ikiliyi tokuşturmayı kendime görev edindim. David Bowie v…
  continue reading
 
Günümüz röportaj formatı beni yüz üstü bırakınca Damon Albarn ile sohbet etme planlarım da suya düştü. Madem öyle, bir önceki bölüm başlattığım dertleşme seansına devam edeyim dedim ve çok düşünmeden kayıt tuşuna bastım. O halde geçmişe yaptığım yolculukları, tekil yaşamın bende oluşturduğu izleri ve hayalini kurduğum projemin bebek adımlarını payl…
  continue reading
 
Bir şekilde hayatıma dahil ettiğim insanları, kitapları, filmleri, müzik albümlerini ya da objeleri anlamlandırmayı ve geride bıraktıkları izleri farklı yapıların içinde aramayı seviyorum. José Saramago’nun “Tanrı evrenin sessizliğidir ve insan bu sessizliğe anlam veren çığlık” sözünden destek alarak kendisinin beş kitabına yeni anlamlar katmak ist…
  continue reading
 
Bir arkadaşıma şöyle bir cümle kurdum: “Şu an geleceğin bilinmezliğinde dolaşmaktansa geçmişin bilinen sokaklarında takılmayı tercih ederim.” Sonuç olarak sözümü tuttum. Karşıma çıkan siyah beyaz bir fotoğrafın peşine düşdüm. Kadrajda yer alan David Bowie ve Iggy Pop’un birlikte geçirdikleri 1976 ve 1977 yıllarında uzun yürüyüşlere çıktım. Yol kena…
  continue reading
 
Önce bir şey sorucağım diye yanına gittim. Sonra konu konuyu açtı. Ben sordukça o cevapladı. Meğer o da yeteri kadar anlaşılmamaktan ve genelde kötü birisi olarak tanınmaktan şikayetçiymiş. Evet, utançtan bahsediyorum. Aramızdaki seviyeli ilişkiye zaman zaman arkadaşlarımı da dahil ederek kendisini daha yakından tanımaya çalıştım. İfade edemediği h…
  continue reading
 
Evet İstanbul’da, evimdeyim. Fakat bu sevdiğim sanatçılarla canımın istediği yerde, zamanı kapı dışarı ederek buluşmama ve sohbete tutuşmama engel değil. Düşüncülerini ve hislerini Red Hand Files adını verdiği websitesi üzerinden evrenle paylaşan Nick Cave, bu aralar en yakın arkadaşım. Hal böyle iken kendisiyle, uzun vakit geçirdiğini düşündüğüm B…
  continue reading
 
Spotify kişiselleştirilmiş listeler ile bize ufak sürprizler yapmaya başladığından beri gözümüz başkasını görmez oldu. Kim istemez ki her ihtiyacın olduğunda yanında olan bir arkadaşı… Gel zaman, git zaman rahata alışma sınırı olmayan bünyemiz, ipleri tamamen çevrimiçi platformlara bıraktı. Bendeniz bir süredir ilişkimize mesafe koyduğum Spotify’ın…
  continue reading
 
Bana çok sonradan vurdu alışkanlıklar. Yapıp geçiyoruz, kendimizi huzurlu, güvenli bazen de mutlu hissediyoruz. Daha da önemlisi panik ataktan uzak kalıyoruz. En azından benim için öyleydi. Ta ki derinlerden gelen monotonluğun izini sürüp çoğu artık sorgulanmayan tekrarların arasında kaybolduğumu farkedene kadar. Bu bölümde cebimi hazır cevaplarla …
  continue reading
 
Nereden geldi bu podcast fikri? Tabii ki durup dururken olmadı. Peki neden tek başıma kaydediyorum? Bir bildiğim var, yani olmalı. Her şey sırayla değil mi? Madem kendimden bahsedeceğim önce beni biraz tanımanız gerekiyor. Bakmayın öyle, olan oldu. Şimdi ne yapacağımıza odaklanalım. Kendime not: Beni Bana Anlat başladı.…
  continue reading
 
Loading …

Hızlı referans rehberi