Marguerita halka açık
[search 0]
Daha fazla
Download the App!
show episodes
 
Loading …
show series
 
Uzundur yeni bir kayıt paylaşmamıştık. Biz bu arada bit.ly/uykudanoncesesler linkinde her Pazartesi 22.00'de buluşup birlikte bir öykü okumaya devam ediyoruz. Şimdilerde bir yaz arası veriyoruz ama Eylül ayında tekrar toplanana kadar ilk kez orada okuduğumuz ve bir yaz boyu zihnimize dolanacak bir öyküyü buraya bırakalım istedik: Omelas'ı Terk Eden…
  continue reading
 
Uzun bir aradan sonra, 'Bir yere gitmedik, hala buradayız! Sürprizlerimizi hazırlıyoruz.' kaydımız yayında! Bu kez Burcu Ünlü'nün kaleminden Kırgındın Değil mi Eleni öyküsüyle karşınızdayız. Öyküde; kimin yabancısı kimin sahibi olduğu tartışmasının bitmediği toprakların sınır kavgalarında, bir evden kovulma hikayesine tanık oluyoruz, boğazımızda bi…
  continue reading
 
"Şimdiki aklım olsa yine aynısını yapardım," dedirten, bizi yaşadıklarımızın etkisinden arındıran, yaşamı onulmaz bir biçimde dayanılır kılan ilgisizliği çarpıcı bir şekilde anlatıyor Marguerite Duras, bu kısacık yazısında. Biz de bir şekilde dönüp dolaşıp bu konuda buluyoruz kendimizi. Zira bugün, Baudelaire'in, 2019 Haziran'ında seslendirdiğimiz …
  continue reading
 
Ayşe Sarısayın, Edip Cansever’in “Ölümüm yeni bir şey olmadı, vardı.” sözü ardından başlıyor Mavi Ölüm adlı öyküsüne. Ölüme bu kadar yakın hissetmesinin salt bir karamsarlık sonucu olmadığına önce kendini, sonra okuru ikna etmeye çabalayan bir karakterle yürüyor, denizi seyrediyor, bir beyaz köpüklere bir kara sulara dalıyoruz. “Güneşi her gördüğüm…
  continue reading
 
Bazı isimler var ki hayatımız boyunca onların varlıklarıyla, var ettikleriyle çok kere yolumuz kesişse bile onları tanımadığımızı sanırız. Şimdilerde Osman Şahin adı, birçoğumuza yabancı gelebilir, ama biraz araştırınca eski bir dostla karşılaşmış gibi sımsıcak karşılar sizi. Üstünde yaşadığımız toprakların dili, sesi olmuş Osman Şahin. Yazdıkları …
  continue reading
 
Bu hafta Çilem Dilber'in Yumruk öyküsü ile karşınızdayız. İçinde bulunduğumuz toplumsal gerçeklere ayna tutan, çelişkileri ince ince işleyen bir öykü; Yumruk. Dili sade, olacakları adım adım işliyor içimize. Bittiğinde bir yumru bırakıyor boğazda. Hikayede, kadının ismi yok. Kadının ismi, gazetelerde yer alan almayan diğer kadınların hikayelerine k…
  continue reading
 
Nurdan Gürbilek, “Bener’in anlatıcısı bir yandan anlatır, bir yandan da bir türlü anlatamadığını, dahası anlatılamayacağını, aslında anlatmanın bir yararı da olmadığını anlatır.” der. Vüs’at O. Bener’in Fotoğraflar öyküsünde, anlatıcının bu halini içten içe hisseder okur. Fotoğraflar, okura kısa ve bunaltıcı bir anın yalnızca karmaşını değil, bu an…
  continue reading
 
Kentin ortasında birden mantarlar yetişmeye başlasa, bunu ilk kimler fark eder? Mantarların büyüdüğünü gören bu kişiler, böyle bir durumda ne yapar? Hayal gücünün sınırsızlığı, detay severliği ve canlı betimlemeleriyle bizi bir kentten ötekine götüren, koltuğumuzda otururken farklı dünyalar turuna çıkaran Italo Calvino, bu kez bir şehrin sokakların…
  continue reading
 
Cesare Pavese'nin kısa ama derin, sade ama çarpıcı metinlerine denk gelmişizdir. Bu metinlerin duygusal derinliklerine bazen şaşırmış, bazen kendi duygularımızla benzerlik kurmuşuzdur ister istemez. Bu kaydı yalnızca bu hislerle değil, hakikatin bir parçası olduğu bilinciyle de sizlerle paylaşıyoruz. Cesare Pavese'nin Yaşama Uğraşı'ndan "Her Şey İn…
  continue reading
 
Bugün 1 Eylül. Barış Günü. Yaz bitti, sonbahar geldi. Ses Olsun yeni dönemine başlıyor. Hepsi, hepimize kutlu olsun :) “Yaşam bir garip artık. Karşı çıkamamak, açıklama getirememek ruhları çözüyor. Başka evlerde oturanlara, durumu bilmeyenlere dertlerini anlatamıyorlar.” diye yazıyor Dino Buzzati, Bir Damla adlı öyküsünde. Bir damlanın yerçekimine …
  continue reading
 
Tüm bu koşuşturmanın neden olduğunu, hayatın anlamının ve amacının ne olduğunu ve hatta nerede bulunduğunu ararken geçiyor zaman. Bu arayışa devam etme gücünü, yalnız olmadığımızı fark ettiğimiz anların umudundan, bazen de özleminden alıyoruz. Sabahattin Ali'nin Kırlangıçlar öyküsü tam da bu yolculuktan bir kesit sunuyor bize. İki kırlangıcın konuş…
  continue reading
 
Ses Olsun’da bu kez kendi sınırlarımızın dışına çıkıyor, bu kez bir giriş/önsöz metnini sizlerle buluşturuyoruz. Ferit Edgü’nün Doğu Öyküleri kitabının girişinde yer alan bu metin, yalnızca Edgü’nün öykülerine değil yazarlığına dair de ipuçları veriyor. Metnin, okuyanlarda/dinleyenlerde bir öykü tadı bırakması hiç de sürpriz olmayacak. Daha önce Fa…
  continue reading
 
Sizler için bu kez, Sinan Sülün'den kıssadan hisse tadında bir öykü seslendirdik. Dikkat aralığımızın 2-3 dakikaya indiği bu zamanlarda bizi farklı bir deneyimin içine alacak, bir durup seyretme, olma, dönüşme hikayesi. Bilgisayar ekranında sekmeden sekmeye yetişmeye çalıştığımız işlerimiz arasında ya da belki pandeminin 'hiçbir şey yapamama' batağ…
  continue reading
 
2020’nin başından bu yana bazen evlere kapandığımız, bazen temkinli adımlarla kendimizi dışarı attığımız pandemi süreci, bizi hiç olmadığı kadar sınırlı bir alanda tuttu; sokakları, caddeleri, yolları ise hiç olmadığı kadar gürültüsüz ve tenha bıraktı. Her gün adımladığımız yolları özler, her gün önünden geçtiğimiz dükkanları hatırlar olduk. Bu dur…
  continue reading
 
Tam kapanma gelirken evlerde kalma halimiz, kaplumbağadan çok kirpiyi getirir oldu aklımıza. Bu kez, çocuklar için yazılmış, yetişkinlerin de kendilerinden bir şeyler bulması pek muhtemel bir öyküyle karşınızdayız: Selda Uzunkaya'nın kaleminden 'Yağmuru Bekleyen Kirpi' şimdi Ses Olsun'da! Yağmur elbet yağacak, yağmasa da bu kadar istedikten sonra s…
  continue reading
 
Latin Amerika’nın en önemli yazarlarından Julio Cortázar’ın bir öyküsüyle sizlere ulaşıyoruz bu kez: Gereksiz Koruma. Orçun Türkay'ın Fransızca'dan çevirdiği öykü, Kitap-lık dergisinin 2003'te yayınlanmış 64. sayısından. Cortázar bu kısa öyküde, cümleleri eğip bükerek, farklı ama zengin bir formda karşımıza çıkarıyor. Öykü, günlük olayları düşündür…
  continue reading
 
Kadın seslerinden kadın öykülerinde bu kez Yankı Yıldırım'ın 'Ada Sahillerinde Bekliyorum' adlı öyküsünü, Ilgıt Uçum'un sesinden dinliyoruz. Hem bu öyküyü hem Ilgıt Uçum'un sesini ilk kez Uykudan Önce Sesler'de duymuştuk; hatta öykü üzerine birlikte yorumlaşma fırsatı bulmuştuk. Ilgıt diyor ki: "Şadiye’nin yaşama sevinci, her duygudan sonuna kadar …
  continue reading
 
Mart ayında kadın seslerinden kadın hikayeleri dinleyeme devam ediyoruz. 8 Mart'ın coşkusunu taşıdığımız bu ayda İstanbul Sözleşmesi'nin kaybedilmemesi için mücadele ederken bulduk kendimizi. Şimdi yan yana durmanın, güç aldığımız alanları çoğaltmanın zamanı. Biz de en iyi bildiğimiz yolu; edebiyatı imdadımıza çağırıyoruz. Bu hafta, Mevsim Yenice'n…
  continue reading
 
Mart ayında, sizleri Kadın seslerinden kadın öyküleriyle buluşturmaya devam ediyoruz: Bu hafta, Bahar Akpınar'ın kaleminden çıkan 'Aylı Göl Nerede' öyküsünü, Simge Kızıltan'ın sesinden dinliyoruz. Öykü, Adam Öykü'nün Mart-Nisan 2003'te çıkmış, 45. sayısından. Bu öyküyü ilk olarak pandeminin başlarında düzenlediğimiz bir Uykudan Önce Sesler programı…
  continue reading
 
Mine Söğüt'ün YKY'den çıkan Deli Kadın Hikayeleri kitabından bir öyküyle karşınızdayız: Veda Töreni. "Bir yılana sarılıp uyuduğum o ilk gece/ Kasıklarımda çözüldü binlerce bilmece/ Vahşi bir at gibisin dedi bana/ Saçlarımın arasına dolanan kırmızı cüce/ Korkuyoruz ikimiz de/ Ya yılan uyanırsa/ Ya yılan uyanırsa/ Ya yılan uyanırsa" dizeleri …
  continue reading
 
Yalçın Tosun, öykülerinde bugünün ya da geçmişin en giz taraflarını, duygularını bizimle paylaşıyor. Okur bazen bir şiddetin, bazen bir öfkenin ortasında kalıyor. Öyküde, bir çocuğun, arkadaş olamadığı birine doğum gününde hediye vererek onu utandırma planını takip ediyoruz. Sonrasında aynada kendiyle karşılaştığı o çarpıcı ana tanıklık ediyoruz: '…
  continue reading
 
“İnce Memed neyse röportajlarım odur.” diyen Yaşar Kemal'in kaleme aldığı öyküler, romanlar, Anadolu efsaneleri kadar röportajları da edebiyatımızda önemli bir yer tutuyor. Ülkemizde modern röportaj yazarlığının öncüsü olarak bilinen Kemal'in, Anadolu'yu 12 yıl boyunca gezerken yazıp yayımladığı röportajlardan ilki 1951'de yayımlanıyor. Yapı Kredi …
  continue reading
 
Sade anlatımıyla bir resmi yansıtır gibi aktardığı öyküleriyle, genç yaşından itibaren pek çok kimse için dikkat çeken bir yazar Sine Ergün. 2013 Sait Faik Hikaye Armağanı'na layık görülen kitabı Bazen Hayat aynı zamanda Ergün'ün ikinci kitabı. Bu hafta seçtiğimiz öykü de bu kitapta yer alan 'Kelebek Mevsimi' adlı eser. İçimizde kökleşen hüzne, ked…
  continue reading
 
Ses Olsun’da bu hafta sizlerle Oya Baydar’ın Çantan Neden Ağır Postacı? adlı öyküsünü buluşturuyoruz. Öykü, 1991 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı kazanan Elveda Alyoşa kitabından. Frankfurt’a kaçmış bir devrimcinin, yurduna duyduğu özlemi, gazeteler üzerinden lirik bir biçimde kaleme aldığı öyküde Baydar, bu özlemi; öfkeyle, umutla, hayal kırıklığıyla …
  continue reading
 
“Son yıllarda kendilerinden söz ettiren genç hikâyecilerin sayısı az değil, ama ‘genç hikâyeci’ denince hemen akla gelen bir ad yok. Daha doğrusu yoktu. Mehmet Saçlıoğlu’nun 1993 yılı ‘Yunus Nadi Yayımlanmamış Öykü Ödülü’nü Vüsat O. Bener’le paylaşan kitabını, Yaz Evi’ni okuduktan sonra, benim için artık öyle bir ad var: ‘Genç hikâyeci’ denince Meh…
  continue reading
 
Bu kez seçtiğimiz öykü, 1979’da Sait Faik Hikaye Armağanı kazanmış Tomris Uyar kitabından. Dönemin, sıkıyönetimin, iç sıkan yanlarını tasvir etmek için ‘Yürekte Bukağı’ diyor Uyar, kitabı da bu öyküsünün ismini alıyor. Biz sizler için Güneşli Bir Gün’ü seçtik. Öykü, toprağın üstüne geçirilen bir torbanın bahsiyle başlıyor. Bu torba yüzünden renkler…
  continue reading
 
Sabahattin Kudret Aksal’ın Meydan öyküsü, evde bir hayli zaman geçirdiğimiz şu günlerde, dışarıya özlemimizi harlayan bir öykü olmasının yanında, gündelik küçük şeylerin hayatımızdaki değerini yeniden hissettiriyor. Bu öyküde Aksal’ın anlattığı zaman ve insanlar geçmişte kalmış olsa da kişilerin ve her bir detayın tanıdık olduğunu kim inkar edebili…
  continue reading
 
Amerikan kısa öykücülüğünün en önemli isimlerinden O. Henry'nin, hayatın gerçekleriyle döşenmiş, yer yer kara mizah yer yer ders verme niteliği taşıyan öyküsü Bir Noel Hediyesi’ni sizin için seslendirdik. Öykü, birbirine Noel hediyesi almak için en değerli şeylerinden vazgeçen genç bir çiftin başından geçenleri, bazen bizi onların yerine koyarak, b…
  continue reading
 
Sema Kaygusuz'un kaleminden oldukça şiirsel bir öyküyle karşınızdayız: Şeftali. İmgesel bir anlatımla örülmüş bu öykü, uykuyla uyanıklık arasında başlıyor. Kaygusuz'un kelimeleri eşliğinde, ölüme yaklaşmış bir kadının şeftaliye dokunmasını, şeftaliyle birbirine karışmasını anbean takip ediyor; şeftalinin bir adama dönüşmesini adeta seyrediyoruz. Öy…
  continue reading
 
Ses Olsun'da bu ay kadın öykülerinden devam ediyoruz. Nurdan Beşergil'in Kendi Yapar Kendi Tapar öyküsü, ismiyle müsemma bir öykü. Öykünün geçtiği döneme göre "medeni"leşen insanlık yine ve hala kendine Şef'ler buluyor ya da yeni Şef'ler yaratıyor. Öykü, bugünlerin bir parodisi; Şef'ler bugünlerin gerçeği. Kendi Yapar Kendi Tapar, şimdi, Ses Olsun’…
  continue reading
 
Bu ay, dümeni kadın öykülerine kırıyoruz. Zilha Teyze’nin ardından bu kez, Hatice’nin bir gününe eşlik ediyoruz. Ata Binmeden, şimdiye kadar okuduklarımızdan farklı bir yerde bizim için: Ne bir kitapta ne bir dergide yayımlandı ne de sevdiğimiz, beğendiğimiz yazarlardan birinin. Okurla ilk kez, karantina günlerinde başladığımız Uykudan Önce Sesler …
  continue reading
 
Tomris Alpay’ın Zilha Teyze’si, hafıza, gerçeklik ve geçmiş üçgeninde önemli noktalara değiniyor. Öykünün geçtiği zaman, her ne kadar bugüne uzak bir geçmişte yer alsa da dilimizde bıraktığı tat, hissettirdiği duygular ve tanıklık son derece yakın geliyor. Adı Zilha olmasa da, günümüzde, bir resme, bir eve ve aslında bir geçmişe uzun ve acıyla baka…
  continue reading
 
Televizyon -ve artık internet kanalları- günlük rutinlerimiz arasında önemli bir zaman almaya devam ediyor. Şu sıralar, gerçek hayatta yaşadıklarımızın dizilere yansıması, dizilerin gerçekleri açığa çıkarması ya da bulandırması, yüzümüze vurması ya da vuramaması konularını Bir Başkadır'la yeniden tartışmaya başladık. Dizilerde ne buluyoruz? Kaçırdı…
  continue reading
 
"Yazılarımda , bizim oraları anlattım, gördüğüm ve yaşadığım gibi. Tipleri ve adlarını hemen hemen aynen verdim, değiştirmeden, oldukları gibi. Onlardan, o bacolardan, o dayılardan, o amcalardan çoğu öte tarafa göçmüşlerdir. Adları, hatıraları biraz da bu satırlarda, bu kitapta yaşasın." diye yazmış Mıgırdiç Margosyan. Biz de o kitaba ismini veren …
  continue reading
 
Jaklin Çelik'in sürpriz sonlu bir aşk öyküsü, Çengelliiğne Ses Olsun'da! Öykünün ana kahramanı Onnik, rüyalarının kız kurusuna açılmayı bekleyen bir erkek kurusu. Öykü, Onnik'in, yedi yıldır beklediği ana hazırlanırken duyduğu heyecanına bizi dahil ederek başlıyor; güçlü tasvirlerle bizim de operaya gidecekleri akşam Onnik ve Yerçanik'e eşlik etmem…
  continue reading
 
Ses Olsun ekibi olarak, size zor zamanların içindeki tebessüm molanızda kısa bir ara eşlik etmek istedik ve bu kez keyifli bir öyküyle karşınıza gelmeye çalıştık. Usta öykücü William Saroyan'ın kaleme aldığı, hayatta kendi tecrübelerimizden sorumlu olduğumuzu tekrar hatırlatan öyküsü Amerikalı Yolcuya Memleketten Öğütler'i sizler için seslendirdik.…
  continue reading
 
Lodos Ertesi. Hulki Aktunç, bir lodos sonrası denizin kıyıya bıraktığı manzarayı zihinlerimizde resmederken, bir yandan da ustalıkla kendi içindeki lodos ertesinden bahseder. Kurşunlanamayan meteliğin, bakkaldan alınan misinayla oltaya bağlanarak tatlı sitemlere, içsel sorgulara dönüştüğü bu öykü şimdi Ses Olsun'da! Okurken bizde bıraktığı tatlı hü…
  continue reading
 
Susunuz Kuşlar Susunuz, Cemil Kavukçu'dan okuduğumuz ikinci öykü. Kendi kuşağının ve edebiyatımızın önemli öykücülerinden biri olan Kavukçu, bu öyküyle okuru o içki masasına, o düğün alanına çekiyor. Belki istemsizce biz de öyküdeki karakterler gibi davranıyor, onların kullandığı kelimeleri seçiyoruz. Öyküde geçen pencereye, perdenin ardına bakmak …
  continue reading
 
En etkilendiğimiz öyküler, bize en tanıdık gelenler mi, içinde debelendiğimiz gerçekleri cesurca yüzümüze vuranlar mı, ardını hiç düşünmediğimiz bir kapı aralayanlar mı? Aslı Erdoğan’ın kitabına da ismini veren Mucizevi Mandarin öyküsünün bıraktığı buruk tat, Mandarin’in kendi öyküsünden mi, Sergio’nun bu öyküden hoşlanmayışından mı, yoksa bunların…
  continue reading
 
"Gitmek gitmektir, neresi olduğunun önemi yok." diyor Mevsim Yenice, Dostlar Böyle Yapar Çünkü adlı öyküsünde. Gitme planları hep yapılır, en umutsuz zamanların çıkış kapısı olarak tutulur bir yerlerde. Ve sonra her seferinde başka bir nedenden gidilemediğinde, bunun tesellisini birlikte bulduğumuz dostlarla daha bir yakınlaşırız. Birlikte inandığı…
  continue reading
 
Eski koca Şerafettin’e yazılan, yer yer sitem yer yer özlemle dolu bir mektup. Arada bir öfke kabarması oluyor, ama haksızlık da etmek istemeyen bir kadın bu, biraz içini dökünce sakinleşiyor. Bir cümleden diğerine geçerken -hatta bazen geçemeden- dikkati dağılıyor, konuyu dağıtıyor, suyun altından gidip başka bir noktadan çıkıyor. Tomris Uyar’ın y…
  continue reading
 
Feminist, bugün karşı karşıya kaldığımız durumla ilgili çok şey söylüyor bize. Her gün ekranlarda çok bilmiş kafaların ne bilmediklerini bile bilmeden konuşmaları, Memduh Şevket Esendal'ın Feminist öyküsüyle benzerlik göstermiyor mu? Yer yer gülünç, yer yer düşündürdü ögeler taşıyan bu öykü, tanık olduğumuz şeylerin panaroması gibi. Türk Edebiyatı'…
  continue reading
 
Yeni dönemde seslendirdiğimiz ilk öykü, her öyküsüyle hayatımıza yeni bir karakter sokmayı başarmış usta edebiyatçı Sait Faik Abasıyanık'ın lisede kaleme aldığı ilk öyküsü: İpekli Mendil. Naif bir hırsız, fabrikadan ne çalmaya girer? Peki bu hırsızın acemiliği, gözlerini ne kadar karartır; cesareti, başına ne dertler açar? İpekli Mendil ses olsun; …
  continue reading
 
Televizyondan gelen bilmiş kafaların söylediği “Aile mühimdir,” seslerine karşı her şeyin farkında öyküdeki anlatıcı. Genel geçer tanımları bir kenara bırakarak annesi, babası ve kendisi hakkında söylediklerini dinliyoruz ve neden sonra zaman geçiyor ve geriye uzatılan sarı elmalar kalıyor. Melisa Kesmez, “Sarı Elmalar” öyküsüyle şimdi Ses Olsun’da…
  continue reading
 
Elena Ferrante’nin The Guardian için yazdığı yazılardan oluşan “Tesadüfi Buluşlar” kitabından “Anneler” metni, anne-kız/anne-çocuk arasındaki ilişkiyi en çıplak, en naif, en duru haliyle bizlere anlatıyor. Okurken kendinizden bir şeyler bulmanızın kaçınılmaz olduğu bir anne ve kendin olma yolculuğu yazısı. Keyifli dinlemeler!…
  continue reading
 
Herkes bir şeye bakar. Bir denize, kediye, çocuğa, kadına, adama. En çok da birleştikleri, ayrıldıkları noktaya belki. O zaman dağınık görünen parçalar, bütünü de oluşturabilir kendi ahenklerinde de kalabilir. Söyleyeceğini usul usul anlatan Cemil Kavukçu’nun “Sessizlik” öyküsü Ses Olsun’da, yayında. Keyifli dinlemeler!…
  continue reading
 
Yaşadığımız kente kişisel mirasımızla baktığımızda yaşanan değişim/dönüşüm neler hissettirir, kapıların ardında yaşanan tarihin izleri nerede saklanır? Böyle durup düşününce yaşadığımız kent, “Ne diye beni andın?” diye sorabilir. Bu karantina süreci bitip sokaklara çıkacağımız günler geldiğinde etrafa şöyle bir bakarsak Gündüz Vassaf’ın sesine daha…
  continue reading
 
Loading …

Hızlı referans rehberi